Cumhuriyet çocukları

Doç. Dr. Cem Çetin
Doç. Dr. Cem Çetin
  Eki.01, 2017, 00:00
Bu sene Cumhuriyetimizin 94. Yılı. Türk Dil Kurumu, Cumhuriyeti; milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu, belirli sürelerle seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi olarak tanımlıyor.

Bu sene Cumhuriyetimizin 94. Yılı. Türk Dil Kurumu, Cumhuriyeti; milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu, belirli sürelerle seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi olarak tanımlıyor.

 

Peki, 94 senede sahip olduğumuz Cumhuriyet ile ilgili ne kadar ilerleme kaydettik? Birçok alanda konuştuğumuz ilk örnekler genel olarak hep Cumhuriyet Dönemi’nde üre­tilmiş çalışmalar. Bugün birçok kaynağa ve fırsata sahipken, neden o dönem üretilenin daha altında kalıyoruz peki?

Her alanda üretmekte sıkıntı çekiyoruz. Öngörü özelliğine sahip değiliz. Ama konu karşı tarafı eleştirmek olduğunda bir şeyler söylemeye can atıyoruz. Politik kısımlarını siyasiler tartışsınlar, biz sosyal ve kültürel alana bakalım. ‘İnsan yetiştirmek’ konu­sunda bugün sıkıntılarımız var. O zamanın insanlarına hayranlık duyuyoruz ama onların sahip olduğu bilgi birikimine ulaşmak için pek bir şey yapmıyoruz. Örneğin Cumhuri­yet dönemi gençleri ve günümüz gençleri arasındaki farkları düşünsek? Günümüzde bilgili, eğitimli, kibar, nezaket sahibi, ya da genel anlamda ‘eski insanlar’ olarak tanımladığımız kişiler aslında Cumhuriyet ‘in çocukları. Onlara hayranlık duyuyoruz ama aldıkları eğitimleri ve yaşam tarzlarını eski buluyoruz. Bu durumda, yenilerde bir sorun olmuyor mu?

Çoğu Cumhuriyet dönemi eseri olan pek çok değere sahip çıkmıyoruz, göz ardı edi­yoruz. Batılılaşma olarak aslında öz değerle­rimizi arka plana atıp, başkasının yaptığının aynısını yapmaya çalışıyoruz.

Cannes 2017’de ödül alan reklamlarda bize ait bir çalışma göremedik. Başarısızlıklarımızı yine diğerlerinin başarılarını konuşarak kapat­maya çalıştık. Ama ülkemizin neden reklam alanında ulusal çapta bir ödül alamadığını hiç konuşmadık. Doğrunun peşine düşmekten çekiniyoruz ya da görmek istemiyoruz.

İlk reklam ajansımız İlancılık Reklam Ajan­sı’nın kurucusu İzidor Barouh... İş yaşamı boyunca ilklere ve başarılara imza atmış bir reklamcı o. Peki ülkemizde, kendi zamanı dahilinde oldukça başarılı işlere imza atmış olan Eli Acıman... Bugün Lowe Ajans’ın temellerini oluşturan Grafika’yı kuran Sedat Sialom...

Repro Ajans kurucusu Affan Başak ve Moran Ajans’ın kurucusu Salih Moran… Cumhuriyetle birlikte modernleşen Türk in­sanını afişleyen İhap Hulusi mesela. Atatürk tarafından afiş çalışmaları yapması istenmiş ve o dönemi incelikle afişlemiş olan büyük üstat. Tüm bu isimler, kaç kişi tarafından biliniyor bugün? Okullarda reklamcılık ve pazarlama bölümlerinde ve ilgili alanlarda birçok yabancı isimden bahsedilirken, kendi tarihi değerlerimizi neden es geçiyoruz? 

Cumhuriyet dönemi kitaplarını okuduğu­muzda, o zamandan bilgi edinebiliyoruz. O zamanı hayal edebiliyoruz. Belki imkansız geliyor yaşananlar ama aslında o duyguları bugün istesek de yaşayamıyoruz. Çünkü; günümüzde kitaplar zamanın ruhunu taşımaktan uzaklaşmış durumda. Bugün, yaratıcılık kavramı o zamana göre daha ön plandayken, neden gerçekten yaratıcı bir hikaye üretemiyoruz? Neden yazarlarımızın yazdığı bir kitabı dünya tüketicisine ulaştı­ramıyoruz ya da neden birkaç kitapla sınırlı kalıyor bu durum?

Peki ya kültürel alan? Sanat anlamında, Cumhuriyet döneminin en verimli yılları sa­yılan 60’lı ve 70’li yıllarda köylere, kasabalara tiyatrolar ve sinemalar giderdi. İnsanlar bir hafta öncesinden sinema bileti alır, büyük küçük topluca filmler izlemeye giderlerdi. Sinema ve müzikle ilgilenilirdi. Toplu eğlen­celer düzenlenir, insanlar bir araya gelirlerdi. İnsanların sanatın farklı alanlarına ilgileri vardı. Bugün kaç gencimiz, kaç çocuğumuz gerçek anlamda sinemayı takip edebiliyor? Bir köyde kaç çocuk ya da kaç yetişkin sine­ma filmi izleyebiliyor?

Eğitimw! Atatürk ülkenin geleceğini, eğitimin en üst seviyeye çıkaracağı fikrine inanarak, savaşlarda bile eğitim alanı ile ilgili çalışmalar yapıyordu. İnsanların okutul­maları ve eğitimle bilinçlendirilmeleri ile medeniyet seviyesini yükseltebileceğine inanıyordu. O zaman okuyan gençlerimiz ortak dil olarak Fransızca konuşuyor, temel konularda fikir sahibi olabiliyor, Batı’da eğitim alıp ülkelerine yararlı olmak mottosu ile geri dönüyorlardı. Bugün okullarımıza baktığımızda, kitap okumayan, film izleye­meyen, okuduğunu anlayamayan, sürekli sınav kaygısı yaşayan, her sene İngilizce dersi gören ama yine aynı seviyede kalan çocuklarımız var. Bu çocuklara neden gerçek anlamda eğitim veremiyoruz? Peki 94 yılda ne değişti de, nitelikli insan profilimizin yaşam tercihleri bu denli değişti ve beyin göçü vermek konusunda matematiksel oranlarımız arttı!..

Reklamcılık! Tarihsel süreçte, örnek alına­bilecek birçok ustaya ve bizlere bıraktıkları çalışmalara sahibiz. Yenilerini üretmek ve bir sonraki nesile bir şeyler bırakabilmek ise günümüz reklamcıları olarak bizlere düşü­yor. Yalnızca bir ürünü tanıtmak ya da ürün sattırmaktan ziyade işimiz; ustaları örnek alarak, marka ve tüketici arasındaki hikayeyi inşa etmek ve gereken bağı kurmak. İş yine okumaktan, bilgi edinmekten, izlemekten ve fikir sahibi olmaktan yani; cumhuriyetle birlikte hala adapte olmaya çalıştığımız ‘modern insan’ vizyonuna sahip olmaktan geçiyor.

Ancak; tüm bu sosyal, kültürel, eğitimsel çatışmaların arasından biraz olsun sıyrılıp iyi işler ortaya çıkarabilen insanları­mızın olduğunu da unutmamak lazım. Son olarak da sosyal yaşam... Aldığımız eğitimle, geliştirmeye çalıştığımız kültürümüzle ve yaptığımız işle, sosyal olarak ‘nitelikli birey olma’ çabası veriyoruz. Bunların yanı sıra, insanımızın temel ihtiyaçlarını karşılamada yaşadığı zorluklar, kadınların ‘bayan’ olarak tanımlanması ve yaşadıkları çeşitli sorunlar, eşitsizlikler, hukuki adaletsizlikler devam ediyorken, Cumhuriyet kutlaması yarım kalıyor ne yazık ki.

Yine de, yarınına umutla bakmak istiyor insan. Türkiye, en önemli değeri olan Cumhuriyet ile elbet güzel günler görecek, aydınlığı selamlayacak. En kötü zaman­larda bile umudunu kaybetmeyen ve tek kurtuluşun Cumhuriyet olduğuna inanan Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyor ve Cumhuriyet Bayramınızı Ender’in sevgile­rimle kutluyorum

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER