HABER GİRİŞİ

Otomobil aklı insana karşı

Sinem Mercan

Teknoloji her geçen gün büyük bir hızla ilerliyor. Çevremizde teknolojinin eseri birçok şeyi görmek mümkün. Kimi teknolojik gelişmeler var ki bizi hayli şaşırtıyor. Bunlardan biri de akıllı otomobiller. Adeta insan aklına meydan okuyan bu otomobiller, konuşuyor, kendi kendine hareket ediyor ve park ediyor, sahibini tanıyor ya da sahibinin sesiyle çeşitli komutları gerçekleştiriyor. Tüm bunları yapan akıllı otomobiller, birkaç yıl sonra ise uçacak.

Geleceğin dünyasında bizi neler bekliyor? Hepimiz bu sorunun cevabını ararken hayallere dalarız. Bu hayaller arasında en çok gerçekleşmesi isteneni ise uçan otomobil hayalidir. Bu hayali kurmamızda kuşkusuz ki “Jetgiller” çizgi filminin ve “Geleceğe Dönüş” filminin büyük payı var. Geçmiş yıllarda ekranda izleyip hayran kaldığımız uçan otomobilleri, günümüzde ne yazık ki hala gökyüzünde göremiyoruz. Ancak kısa bir süre sonra otomobiller, çok az yakıtla kilometrelerce yol alacak ve uçacak. Dolayısıyla geçmişte çizgi filmlerin ya da bilimkurgu filmlerin en çok hayranlıkla bakılan araçları olan uçan otomobiller, bir hayal olmaktan çıkacak ve hayatımıza girecek.

Terrafugia TF-X, 2025’te satışa hazır hale gelecek

tba_93ekim-133

Uçan otomobiller, 2017 yılında hayatımızda olacak. Bu konuda çalışmalar yapan firmalar, ilk kez otomobil fuarında araç tanıtımlarını yapmaya başlayacak. Uçan otomobillerle ilgili bir süredir çalışmalar yürüten Terrafugia isimli Amerika merkezli şirket, son olarak TF-X isimli ilk prototipini geliştirmişti. Bu araç 2018 yılı itibariyle testler için hazır olacak. Ayrıca Terrafugia TF-X, 2025 yılı itibariyle de satışa hazır hale gelecek.

Bir hibrid elektrikli uçan araba olan TF-X, daha çok yüksek teknoloji ürünü 4 koltuklu sedana benziyor. Araç, iki tarafında katlanabilir kanatlara sahip olacak ve 300 beygir gücündeki motordan güç alacak. Otomobil yükseldikten sonra da yaklaşık saatte 321 km hızda, 800 km yol yapabilecek. Yarı otonom olan TF-X’i kullanmak için bir pilot lisansına ihtiyaç duyulmayacak. Bu aracın fiyatının ise 261,000 dolar civarında olması bekleniyor.

Slovakyalı bir şirket olan Aeromobil ise birkaç yıldır uçabilen prototipler sergiliyor. Ancak bu örnekler geniş kitlelerin ilgisini çekeme konusundan başarısız oldu. Sebebi de bir ”uçan otomobil” olarak anılmasına rağmen pek otoyolda kullanılabilecek bir tasarıma sahip olmaması.

Uçan akıllı robot taksiler geliyor

tba_93ekim-129

Fransa merkezli Airbus şirketi uçan bir taksi modeli üzerinde çalıştığını duyurdu. Project Vahana olarak da adlandırılan proje kapsamında geliştirilen modelin 2030’da kullanıma girmesi hedefleniyor. Modelin adı CityAirbus.

tba_93ekim-130

CityAirbus’ı müşteriler akıllı telefonları ile çağırabilecek. İlk etapta CityAirbus’ı pilotlar uçuracak. Ancak şirket gerekli izinleri alabilirse bu aracı sürücüsüz hale getirebileceğinin de altını çiziyor.

Otomobiller konuşmaya başladı

Uçan otomobil hayalimiz devam ederken şu sıralar otomobil dünyasında elektrikli ve akıllı otomobiller gündemde geniş yer alıyor. Bir insan gibi konuşan akıllı otomobiller, ayrıca kendi kendine park ediyor. Kullanıcısını tanıyan ve çoğunlukla da kendi başlarına (Otonom) hareket eden bu araçlar, geleceğin otomobil teknolojisi olarak kabul ediliyor.

tba_93ekim-131

Bir arabanın konuşmasına 80’li yıllarda yayınlanan “Karaşimşek” dizisinde şahit olmuştuk. O yıllarda şaşkınlıkla karşılanan bu teknoloji şimdi ise yanı başımızda…

Henüz tümüyle otonom yani tamamen kendi başına hareket edebilen otomobillere sahip değiliz. Ancak bu hayalimize oldukça yakınız. Sürücüsüz otomobiller, bugün koşullu şartlar altında trafiğe çıkmaya başlamış durumda. Pek yakında direksiyondayken cep telefonuyla konuşabilecek ve gazetenizi keyifle okuyabileceksiniz.

tba_93ekim-132

Üzerlerindeki sensörlerle güvenli bir kendi kendine sürüş vaad eden akıllı otomobiller ile ilgili pek çok firma çalışma gerçekleştiriyor. Google ve Apple bu firmalar arasında öne çıkarken, otomobil firmaları da boş durmuyor. Kendi kendine park eden otomobillerden “Kara Şimşek” dizisindeki gibi söz dinleyen otomobillere kadar pek çok yenilik yollara çıkmak için sabırsızlanıyor.

tba_93ekim-137

Türk otomotiv firmaları, yurt dışı atılımlarını sürdürüyor

Akıllı otomobiller ile ilgili bu gelişmeler yaşanırken Türk otomotiv sektörü, küresel rekabet gücünü artırma yolunda yurt dışı atılımlarına devam ediyor. Sektörün ihracattaki tek koordinatör birliği olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Almanya’da 13-17 Eylül tarihleri arasında düzenlenen 24. Automechanika Frankfurt Fuarı’na ilk kez Türkiye Milli Katılımı gerçekleştirdi. OİB öncülüğünde ve Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde düzenlenen programa, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu ile OİB üyeleri katıldı. Endüstrinin en büyük etkinliklerinden olan Automechanika Frankfurt fuarına dünyanın 76 ülkesinden 4 bin 700 firma katılırken, Türkiye ise toplam 250 firma ile temsil edildi. OİB milli katılım organizasyonu ile fuara katılan firma sayısı da 13 oldu. OİB öncülüğünde fuara milli katılım gerçekleştiren Türk firmaları, Almanya başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracatı artırmak amacıyla ithalatçı firmalarla ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, bu yıl ocak-ağustos döneminde yüzde 12 artışla 15 milyar 141 milyon dolar ihracat kaydeden sektörün yılsonu hedefi olan 23 milyar dolara adım adım yaklaştığının altını çizdi. Orhan Sabuncu, “Ağustos ayında ülke bazında en büyük pazarımız Almanya’ya ihracatımız da yüzde 38 arttı. Artış özellikle binek otomobillerde yüzde 100’e kadar ulaştı. Amacımız Automechanika Frankfurt fuarı ile gerek Almanya’ya gerekse diğer ülke pazarlarına ihracatımızı daha da artırmak” diye konuştu.

ekran-resmi-2016-10-30-13-32-01

Uçan otomobil Henry Ford’un da hayaliydi

Uçan otomobil en çok da Ford’un yaratıcısı Henry Ford’un hayaliydi. Ancak teknik sorunlar başta olmak üzere pek çok engel otomobilleri kanatlandırıp uçuramadı. Son yıllarda kullanıma giren hafif malzemeler ve yüksek performanslı motorlar bu hayali yeniden gündeme getirmesine getirdi ama uçan otomobilleri hayata geçirme konusunda asıl sorun teknik değil yasal kısıtlamalar… Otomobilin tekerleklerinin yerden kesilmesiyle tamamen farklı bir yasal düzenlemeye girmesi şirketleri zorluyor. Uçan araçlara yönelik uygulama ve düzenlemelerin pek çok ülkede farklı olması ise işleri daha da zorlaştırıyor.

Akıllı arabalar gelecekte neler sunacak?

Otomobiller gelecekte daha da akıllanacak. Öyle ki iki otomobilin birbiri ile akıllı iletişim kurması mümkün olacak. Ayrıca, telefonunuzu aracınızın kara kutusu gibi gören teknoloji sayesinde olup bitenlerin detaylarına erişebileceksiniz. Böylelikle akıllı arabanız, en küçük bir arızada bulunduğunuz nokta hakkında gerekli yerlere bilgi gönderebilecek ve servise gitmeniz gerektiğinde arızanın türünü, durumunu tespit ederek gitmenizi sağlayacak.

2020 yıllında akıllı otomobiller sayesinde kazalar en aza inecek, trafik kazası yapmak özel beceri isteyecek. Sürücüsüz otomobiller trafik yoğunluğunu ve kazaları azaltacak.

Biz de The Brand Age olarak, gelecekte hayatımıza bütünüyle dahil olacak akıllı otomobilleri mercek altına aldık. Öncellikle otomobillerle ilgili hayallerin neler olduğunu, akıllı otomobillerin faydalı olup olmadığını, en beğenilen ve en bilinen akıllı otomobil markalarını tüketici algısında merak ettik. Bunun üzerine online araştırma şirketi DORinsight bize özel Türkiye geneli “Akıllı Otomobil Araştırması”nı gerçekleştirdi. Veriler gösteriyor ki; tüketicilerin otomobillerle ilgili hayalinde üç şey var: Uçması/havalanması, akıllı olması ve yüksek yakıt tasarrufu/hiç yakıt tüketmemesi… Bunun dışında tüketiciler, fiyatı pahalı da olsa akıllı otomobil seçeceğini, akıllı otomobillerin insan aklının önüne geçeceğini söylerken, akıllı otomobillerin hayatı kolaylaştıracağını ve en önemlisi de trafik kazalarını azaltacağını ifade ediyor.

ARAŞTIRMA

ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ

Hitay Holding firmalarından Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight, The Brand Age için özel “Akıllı Otomobil Araştırması”nı gerçekleştirdi. 9-20 Eylül tarihleri arasında online olarak tamamlanan araştırmaya; Türkiye temsili, ABC1C2 sosyo-ekonomik segmente mensup, 18 yaş üstü Kadın/Erkek 300 kişi katıldı. Araştırma kapsamında, araştırmaya katılan katılımcılara öncelikle hayallerindeki otomobilde olmasını istedikleri üç özelliği söylemeleri istendi. Ardından akıllı otomobil denince akla ilk gelen marka, bildikleri akıllı otomobil üreten markalar ve en beğenilen akıllı otomobil markası soruldu.

En büyük hayal: Uçan otomobiller

tba_93ekim-142

Anket katılımcılarına, “Sınırsız hayal etme hakkı tanınsa, hayallerinizdeki otomobilde olmasını istediğiniz üç özelliği yazar mısınız?” sorusu yöneltildi. Katılımcılar, % 49,6 ile uçan otomobilin hayalini yaşıyor. İkinci sırada % 44,6 gibi çok az farkla akıllı olması yer alırken, üçüncü sırada ise 24,3 ile yüksek yakıt tasarrufu/hiç yakıt tüketmemesi yanıtı yer aldı.

tba_93ekim-139

Pahalı olsa bile akıllı otomobil tercih ediliyor

tba_93ekim-141
Araştırma kapsamında anket katılımcılarının yüzde 56,3’ü fiyatı yüksek olsa da akıllı otomobil seçeceğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 41,6’sı otomobil aklının insan aklının önüne geçeceğini düşünüyor.

tba_93ekim-140

Hayat akıllı otomobillerle kolaylaşacak

tba_93ekim-143

tba_93ekim-144

Katılımcılardan akıllı otomobil markalarından ilk akla geleni yazmaları istendi. Sonuçlara göre ilk akla gelen marka yüzde 19,3 ile Mercedes oldu. Ardından yüzde 18,6 gibi çok az bir farkla BMW geldi. Bunları yüzde 8,6 ile Tesla ve yüzde 8,3 ile Audi takip etti.

tba_93ekim-145

Tüketicilere en beğendikleri akıllı otomobil markası soruldu. Çıkan sonuca göre, en beğenilen marka yüzde 21,6 ile Mercedes oldu. Onu yüzde 20 gibi çok az bir farkla BMW takip etti. Bu markaları yüzde 8, 6 ile Audi; yüzde 7,3 ile Tesla ve yüzde 6 ile Volkswagen izledi.

tba_93ekim-147

En çok bilinen akıllı otomobil markaları: BMW ve Mercedes

tba_93ekim-146

Katılımcılardan akıllı otomobil üreten markaları yazmaları istendi. Sonuçlara göre en bilinen marka yüzde 36,6 ile BMW olurken, bu markayı yüzde 33,6 ile Mercedes takip etti. Bunları yüzde 14,3 ile Volkswagen; yüzde 13 ile Audi; yüzde 8,3 ile Ford ve yüzde 8 ile Tesla takip etti.

Kudret Önen - Otomotiv Sanayi Derneği

İnsan aklı, otomobil aklının her zaman önünde olacak

Eğer markalar uygulama geliştirirken kendi pencerelerinden bakmayı bırakır ve tüketiciye hissettirdikleri duyguya odaklanırlarsa doğru uygulamalar geliştirip markaya fayda sağlayabilirler.

Kudret Önen - Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı

Türk otomotiv sektörünün dünya otomotiv sektörü içinde bulunduğu durumu değerlendirir misiniz? Ülkemiz; üretim, satış, büyüme, ithalat ve ihracat açısından diğer ülkelere göre nasıl bir konumda bulunuyor?

2015 yılında 1 milyon 359 bin adetlik üretim ve 992 bin adetlik ihracat ile tarihsel rekorlara imza atan sanayimiz, 21,2 milyon dolarlık ihracatı ile ülkemiz ihracatının yüzde 15’ini gerçekleştirdi ve 10 yıldır üst üste sektör birincisi olma başarısını gösteriyor.

Türk Otomotiv Sanayii, 2015 yılında üretim ve ihracatta kırdığı rekorlarla küresel üretim sıralamasında iki basamak yükselerek 15. ve AB üretim sıralamasında da bir basamak yükselerek 5. sıraya çıktı.

Ocak-Temmuz dönemi sonuçlarına göre ihracat odaklı üretim artışı trendi 2016 yılında da devam ediyor. İç pazarda yaşanan yüzde 6 oranındaki daralmaya karşılık ihracatımız adet bazında yüzde 14, dolar bazında yüzde 10 artış gösterdi; böylelikle üretimimizde yüzde 7 artış yaşandı.

İlk 7 aylık verilere göre ürettiğimiz her 100 aracın yüzde 76’sını ihraç ederken iç pazarda satılan her 100 aracın 35 adedi yerli araçlardan oluştu.

Sektörde faaliyet gösteren kaç firma var?

Otomotiv sanayiinde faaliyet gösteren otomobil, ticari araç ve traktör üretimi gerçekleştiren 14 üyemiz bulunuyor.

İç pazarın sürdürülebilir gelişimi sağlanmalı

Otomotiv sektöründeki sorunlar nelerdir? Bu kapsamda dernek olarak Türkiye’de otomotiv sektöründeki sorunları çözmek ve sektörü geliştirmek amacıyla hangi adımları atıyorsunuz?

Türkiye’nin lokomotif sanayii konumuna gelen ve küresel platformda artık önemli bir oyuncu olan otomotiv sanayiinin kuvvetli konumunu sürdürmesi en önemli önceliğimiz. Otomotiv sanayimizin rekabetçiliğinin sürdürülebilirliği açısından uzun vadede yabancı ortaklarımız için ülkemizdeki yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, iç pazarın sürdürülebilir gelişiminin sağlanması önem taşıyor. Hükümetimiz ile yakın temas içinde çalışmalarımıza devam ederek bu yönde Türkiye’nin geleceğine olan inancımızı vurguluyoruz.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde kendi kendine giden otomobiller piyasaya çıkacak. Şoförsüz araç kullanımı ülkemiz için bir hayal olarak mı kalacak yoksa bir gün gerçekleşecek mi? Tarih olarak neyi ön görüyorsunuz? Özellikle Türkiye’nin altyapısı, yolları, sensör sistemi yurt dışı ile kıyasladığımızda buna müsait mi? Bu altyapının kurulması için devletin yapması gerekenler nelerdir?

Avrupa ve küresel platformlarda otonom araçlarla ilgili araştırmalar yoğun olarak devam ediyor. Özellikle bağlı ve otonom araçlar konusunda AB’de otomotiv ve telekom şirketleri ortak projeler yürütüyorlar. Bu konu sadece araç teknolojileri ve altyapı teknolojileri geliştirmekle ilintili olmayıp veri güvenliği gibi hukuki altyapının da hazırlanması zorunluluk...

Küresel mevzuat altyapısının oluşturulduğu platformlarda sürücünün belirli fonksiyonlarını üstlenen kısmi otonom araçlardan tam otonom araçlara kadar farklı 5 seviye tanımlandı. Her bir seviyenin teknik ve hukuki altyapısının ayrı ayrı değerlendirilmesi ve ona göre bir geçiş planlanması öngörülüyor. Bu konudaki mevzuat çalışmaları henüz tamamlanmadı.

Ülkemizde otomotiv sanayii de AB teknik mevzuatını takip ediyor. Otomotiv sanayiinde önemli bir oyuncu olan ülkemizde de otomotivdeki bu dönüşüm yakından takip ediliyor ve bu farkındalık ile 2014 yılında yayınlanmış olan Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve eylem planı çerçevesinde UDHB liderliğinde Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği (AUSDER) kuruldu. Otomotiv sanayiinin geleceği olarak görülen bu konuda gerekli koordinasyonu sağlamak ve uygun yasal çerçevenin geliştirilmesine katkıda bulunmak adına ilgili paydaşlar ile birlikte sanayimiz çalışmalarını sürdürüyor. Altyapı sistem sağlayıcıları ve iletişim sektörü gibi önemli oyuncuların yer aldığı bu platformda çalışmaların otomotiv sanayiinin rekabetçiliğinin sürdürülebilirliğine yönelik etkin şekilde yönetilmesini hedefliyoruz.

Peki, uzun vadede otomobillerde olağanüstü nelerle karşılaşacağız? Bundan sonrası için nasıl bir teknolojik ilerleme, yaratıcılık ve sürprizler bekliyor bizi? Akıllı otomobillere ilişkin hayaller nelerdir? Mesela uçan otomobil hayali bir gün gerçek olacak mı?

Otomotiv sanayiinde bugün geldiğimiz nokta, geçmiş yıllar için hayal ötesi durumdaydı. Dolayısıyla teknolojik gelişmenin ve hayallerin sınırı yok. Seri üretimde fizibil sonuçlar verdikten sonra tüm projeleri hayata geçirmek mümkün.

Araçlardaki dijital altyapının ağırlığı artış gösteriyor

Akıllı otomobillerin pazar payı ve fiyat aralıkları dünyada ve Türkiye’de ne kadar? Hangi tarz ve fiyat aralığındaki modellerde uygulanıyor akıllı sistemler?

Her geçen gün araçlardaki dijital altyapının ağırlığı artış gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında şu an üretilen tüm araçlar belirli oranda akıllı özellikler taşıyor. Otomobillerin yanı sıra ticari araçlarda da bu özelliklerin gitgide önemi artmaya başladı. Örneğin yasal zorunluluk olarak ülkemizde 1.1.2016 itibariyle üretilen minibüs, otobüs ve kamyonlar şeritten ayrılma uyarı ikaz sistemi ve gelişmiş acil frenleme sistemi ile üretilmekte.

Yakın dönemde bütün segmentlerdeki otomobillerde standart olacağına inandığınız akıllı sistemler neler?

Şu an opsiyon olarak sunulan şerit takip sistemi, acil frenleme sistemi, kör nokta uyarı sistemi, park asistanı ve yorgunluk tespit sistemi gibi özelliklerin yakın gelecekte standart olmasını bekleyebiliriz.

Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaşması için altyapı dönüşümü gerekli

Avrupa’da yaklaşık 2025 yılına kadar benzinli ve dizel araçların kaldırılacağı konuşuluyor, bu araçların yerini çevre dostu elektrikli araçlar alacak. Bununla ilgili düşünceleriniz nedir? Elektrikli araçlar çevreye ne gibi yararlar sağlıyor? Ayrıca benzinli ve dizel araçlara Türkiye’nin veda edip, elektrikli araçlara geçmesi ne kadar zaman alabilir ve böyle bir sisteme geçiş Türkiye için mümkün olabilir mi?

Konvansiyonel motorlu araçlarda otomotiv sanayimiz takip ettiği AB mevzuatları çerçevesinde son 10 yılda yeni teknoloji motor ve after treatment sistemleri ile çevreye duyarlı araçlar geliştiriyor ve bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor. Örneğin ağır hizmet araçlarında AB ile aynı seviye olan Euro 6 (2016) seviyesi takip ediliyor ve Euro 1’den itibaren (2003) yüzde 98 gibi bir zararlı partikül miktarı azaltımı hayata geçti.

Otomotiv Sanayii geliştirmekte olduğu etkin emisyon kontrol sistemleri ile çevrenin korunması konusunda sürekli çalışıyor.

Elektrikli araçlar konusunda ise halen batarya teknolojileri ile menzil uzatma çalışmalarının devam ettiği biliniyor. Ayrıca bahsi geçen araçların yaygınlaşması için altyapı dönüşümünün gerekliliği de dikkate alınmalı. Bir diğer önemli husus ise elektriğin hangi kaynaktan üretildiği. Fosil yakıtlardan üretilen elektrik ile çalışan araçlar için sıfır emisyon ifadesini kullanmak yanıltıcı olur. Bu noktada resmin bütününü görmek önemli diye düşünüyoruz. Emisyon salımı düşük yeni teknolojili araçlar veya alternatif yakıtlı araçlar yaygınlaşsa dahi parkın tamamında dikkate alınıp yüksek emisyon salan araçların kademeli olarak parktan çekilmesi gibi konular göz önüne alınmalı.

Sizce otomobil aklı, insan aklını geçebilecek mi?

İnsan aklı, geliştirdiği otomobil aklının her zaman önünde olacak ancak insan aklının geliştirdiği yeni araç özellikleri sayesinde, sürücülerin araç kullanımında daha konforlu bir seyahat yapmaları ve yorgunluk gibi durumlar da daha güvenli bir ortam oluşmasına katkısı sebebiyle inisiyatif daha çok otomobil tarafına geçmesinin zaman içinde mümkün olabileceğini öngörebiliriz.

Akıllı otomobillerin özellikleri

Dünyada akıllı otomobillere doğru bir gidişat söz konusu... Birçok otomobil firması akıllı otomobil üretiyor. Peki, mevcut akıllı otomobiller hangi özellikleri taşıyor?

Mevcut uygulamalara ilişkin yeni nesil örnekleri şu şekilde sıralayabiliriz;

• Şerit takip sistemi: İstemsiz olarak araç şeritten çıktığında direksiyon simidinin hafif titreşimi ile sürücünün uyarılması veya direksiyon simidinin müdahale ile aracın şeritte kalmasını amaçlamaktadır. Böylece yorgunluk ve dikkatsizlik sonucu oluşabilecek kazaların önlenmesi hedeflenmektedir.

• Acil frenleme sistemi: Sürücü bir engeli gözden kaçırdığında sistem otomatik olarak frenleme yaparak ideal durumda çarpışmanın önlenmesi veya çarpışma hızının düşürülerek olası hasarın minimize edilmesi hedeflenmektedir.

• Kör nokta uyarı sistemi: Sürücünün aynalardan göremediği kör noktalarda aracın iki yanında bulunan sensörler vasıtasıyla algılanarak bir araç olması durumunda şerit değiştirirken sesli ve görsel uyarı vasıtası ile olası tehlikenin önüne geçilmesi sağlanır.

• Park asistanı: Park yardımcıları ile uygun park yeri boşlukların tespit edilerek aracın park etmesini sağlayan sistemdir.

• Infotainment


Engin Bilgün - Mercedes Benz Türkiye

Gelecekte kontrol sürücüden otomobile geçecek


Engin Bilgün-Mercedes Benz Türk Otomobil Pazarlama İletişimi ve Ürün Yönetimi Müdürü

Akıllı otomobil çalışmalarınız ilk ne zaman, nasıl ve hangi hayaller öngörülerek başladı?

Akıllı otomobillerde her zaman amacımız güvenlik standartlarını arttırmanın yanı sıra sürücüye daha fazla konfor ve eğlence alanı sağlamaktır. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz F 0 15 ve Concept IAA araçlarımız hayallerimiz konusunda müşterilerimize ipucu veriyor.

Mevcut akıllı otomobiller hangi özellikleri taşıyor? Madde madde mevcut akıllı otomobil sistemlerinin hizmetlerini kısaca anlatır mısınız?

Yarı otomatik sürüş ve stres azaltan otomatik frenleme, Yarı-otomatik sürüş özelliği ile otoyol, karayolu ve şehir içindeki sıkışık ana yollarda üstün performans sergileyen otomatik frenleme sistemi, riskli durumlarda otomobili durduruyor ve keskin manevralarda dahi üstün performans sergiliyor.

Mesafeyi otomatik olarak koruma

Üst Düzey Akıllı Sürüş asistanı, sadece öndeki otomobillerle aradaki mesafeyi koruyan bir DISTRONIC mesafe pilotu özelliği olarak kullanılmakla kalmıyor, aynı zamanda da 200km/s hızına kadar ön şeritteki trafiği takip edebiliyor. Sistem, otomobilin etrafında bulunan gelişmiş çok amaçlı stereo kameralardan ve yeni radar sensörlerden yararlanarak şerit çizgilerini fark edip otomobilin yönünü buna göre belirleyebilmesini sağlıyor. Steering Pilot teknolojisi sayesinde, 130 km/s hıza kadar şerit çizgileri belirsiz ya da yok dahi olsa otomatik sürüş sağlayabiliyor.

tba_93ekim-154

Tehlikeli durumlarda otomatik frenleme

Exceptional Assistance yeni Aktif Fren Asistanı ile sunuluyor. Sistemin amacı, olası muhtemel kaza durumlarına karşı sürücüyü önceden uyarmak ve ani frenlemelerde de en ideal biçimde otomobili yönetebilmek. Gerektiği durumlarda da kendisi duruma müdahale ediyor ve otomatik frenleme yapıyor. Aktif Fren Asistanı çok amaçlı stereo kameraları kullandığı şekilde, otomobile yüklü radar sensörlerini de kullanarak önündeki otomobilin yavaşlama, durma ya da hareketsiz kalma gibi özelliklerini saptayabiliyor. Çarpışma riski varsa önce sürücüyü uyarıyor ve sürücünün müdahalede başarısız olduğu durumlarda da devreye kendisini sokarak durmasına yardımcı oluyor.

Daha fazla güvenlik için kontrollü önlem

Mercedes-Benz’in sürüş asistanı paketinin akıllı özellikleri aynı zamanda Evasive Steering Assist’i de içeriyor. Bu özellik; sürücünün, asistan sistemi tarafından algılanan yayadan kaçınmasına yardımcı oluyor. Eğer sürücü, direksiyonu yayaya doğru sürerse, bu özellik sayesinde direksiyon asistan tarafından kontrol edilerek yayanın yoluna güvenli olarak devam edilmesi sağlanıyor.

Peki, uzun vadede otomobillerde olağanüstü nelerle karşılaşacağız? Bundan sonrası için nasıl bir teknolojik ilerleme, yaratıcılık ve sürprizler bekliyor bizi? Akıllı otomobillere ilişkin hayaller nelerdir?

Geçtiğimiz yıl Detroit Otomobil Fuarı ve ardından Frankfurt Otomobil Fuarı’nda “Geleceğin Otomobili” temasıyla tanıttığımız otonom konsept araçlarımıza baktığımızda bu konuda tahminde bulunabiliyoruz. Gelecekte kontrolün sürücüden otomobile geçtiği, sürücüye ise daha fazla konfor ve eğlence alanı sunulan otomobiller bizleri bekliyor. Yepyeni tasarımlara ve birçok teknolojik yeniliğe sahip “akıllı” otomobiller bizi bekliyor diyebiliriz.

Tüm serilerde akıllı sistemler uygulanabiliyor

Hangi tarz ve fiyat aralığındaki modellerde uygulanıyor akıllı sistemler?

A serisinden başlayarak tüm serilerde akıllı sistemler uygulanabiliyor. Ama akıllı sistemin en üst seviyesinin uygulandığı araç ise yeni E-Serisi. 230.000 TL fiyat seviyesinden itibaren satışa sunulmaktadır.

Benzinli ve dizel araçlara Türkiye’nin veda edip, elektrikli araçlara geçmesi ne kadar zaman alabilir ve böyle bir sisteme geçiş Türkiye için mümkün olabilir mi?

Mercedes-Benz olarak elektrikli B-Serisi yanısıra Plug-in-Hybrid olarak adlandırdığımız yarı elektrikli otomobillerimiz mevcut. Trafikteki araç sayısının gün geçtikçe arttığı bu günlerde çevre dostu bu otomobilleri Türkiye’ye getirmek bizim de arzumuz, ancak önce uygun elektrik istasyonları ve altyapıyı hazırlamak gerekli. Bu gerçekleştiğinde birçok seride hybrid aracı pazara sunabileceğiz.

Kubilay Polat - Volvo

Otonom sürüş otomobil kullanmanın tanımını değiştirecek

Kubilay Polat-Volvo Car Turkey Ürün ve Fiyatlandırma Müdürü

Akıllı otomobil çalışmalarınız ilk ne zaman, nasıl ve hangi hayaller öngörülerek başladı?

Volvo Cars olarak 3 ana başlığın otomobil dünyasının geleceğini şekillendireceğine inanıyoruz; elektirifkasyon, connectivity ve otonom sürüş. Ve bu üç başlıkta da otomobil dünyasının lideri olmak istiyor ve çalışmalarımızı buna göre şekillendiriyoruz.

Mevcut akıllı otomobiller hangi özellikleri taşıyor? Madde madde mevcut akıllı otomobil sistemlerinin hizmetlerini kısaca anlatır mısınız?

Yarı otonom sürüş olarak adlandırabileceğimiz Pilot Assist, S90 ve XC90 modellerimizde 130 km/h hıza kadar otoyol kullanımlarında sadece gaz ve freni kumanda ederek sürücüye destek olmakla kalmıyor, aynı zamanda aracı şeritlerin içinde tutmak için direksiyonu da kontrol edebiliyor. Yaya, büyük hayvan, bisikletli ve diğer araçları algılayarak herhangi bir olumsuz durum karşısında ya aracı tamamen durdurabiliyor ya da minimum hasara sebep olabilmek için maksimum fren desteği sağlıyor. Aynı zamanda yol kenarlarını algılayarak aracın istem dışı yol dışına çıkmasını engelleyebiliyor.

Peki, uzun vadede otomobillerde olağanüstü nelerle karşılaşacağız? Bundan sonrası için nasıl bir teknolojik ilerleme, yaratıcılık ve sürprizler bekliyor bizi? Akıllı otomobillere ilişkin hayaller nelerdir?

Sonraki aşama tamamen insan hayatına entegre olmuş ve adapte olmuş bir otonom sürüş. Her türlü kontrollerin tamamen otomobil tarafından yapıldığı bir dünya…

Volvo Cars bu yönde neler yapıyor?

Kendi kendine sürüş teknolojisi, Volvo Cars’ın İsveç’teki doğum yeri olan Göteborg’da gerçekleşecek ‘Drive Me’ projesinde test edilip değerlendirilecek. Önümüzdeki yıl yani 2017 yılında, 100 Volvo sürücüsü, şehir içi ve çevresinde belirlenen kamu yollarında kendi kendini idare eden 100 Volvo otomobili kullanarak projeye katılacak. Dünyada eşi olmayan proje, Volvo Cars, İsveç Ulaştırma İdaresi, İsveç Ulaştırma Ajansı, Lindholmen Bilim Parkı ve Göteborg Şehri arasında bir ortaklık olarak yürütülüyor. ‘Drive Me’ projesi İsveç Hükümeti tarafından destekleniyor ve 2014 yılında ortak bir değerlendirme ve test araçlarının geliştirilmesiyle başlatılacak.

tba_93ekim-157

Otonom sürüş sayesinde dilediğinizde dinlenebileceksiniz

Otonom sürüşün tüketiciye yönelik faydaları neler olacak?

Otonom sürüş otomobil kullanmanın tanımını temelden değiştirecek. Gelecekte bir sürücü olarak, tamamen kendi kendine giden otomobillerle günlük yolculuğunuzu daha verimli kılan otonom ve aktif sürüş ile sürüşünüzü planlayabileceksiniz. Güvenli bir şekilde telefon veya tablet üzerinden iletişim kurabilecek ya da dilediğinizde dinlenebileceksiniz. Üstelik otonom sürüş sayesinde çok daha verimli ve kesintiye uğramayan bir mobiliteye sahip olacaksınız.

Uçan otomobil hayali bir gün gerçek olacak mı?

Yollarda otomobillerin içinde o kadar güzel vakit geçireceğiz ki buna gerek olmayacak.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde kendi kendine giden otomobiller piyasaya çıkacak. Şoförsüz araç kullanımı ülkemiz için bir hayal olarak mı kalacak yoksa bir gün gerçekleşecek mi? Tarih olarak neyi öngörüyorsunuz? Özellikle Türkiye’nin altyapısı, yolları, sensör sistemi yurt dışı ile kıyasladığımızda buna müsait mi? Bu altyapının kurulması için devletin yapması gerekenler nelerdir?

Otonom sürüşün hayatımızın önemli bir parçası olabilmesi için sadece üreticilerin değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin, karayollarının ve daha birçok diğer kurum ve kuruluşların bu projeleri sahiplenmesi ve altyapıların oluşturulması gerekiyor. Türkiye halkının teknolojik yeniliklere adapte olabilme hızı her zaman keyif uyandırmıştır. Şu anda olmasa bile orta ya da uzun vadede büyük bir akselerasyonla bu altyapıların oluşturulabilmesi için inancımızı sürdürüyoruz.

Akıllı otomobillerin pazar payı ve fiyat aralıkları dünyada ve Türkiye’de ne kadar?

Volvo Cars olarak fiyattan bağımsız giriş, orta ve üst seviye modellerimizde “akıllı otomobil” olarak adlandırdığınız teknolojileri ve donanımları farklı varyasyonlarıyla sunuyoruz. Dolayısıyla bu konu biraz fiyattan bağımsız markanın bu konuya verdiği önemle bağlantılı... Bu konu da bizim için en önemli konulardan biri olduğu için bu teknolojileri farklı şekilleriyle sunuyoruz.

Güvenlikte taviz vermeyenler akıllı otomobilleri tercih ediyor

Akıllı otomobilleri tercih eden kitleyi tanımlar mısınız?

Teknolojide öncü olmayı, yeni akımları ve teknolojileri seven, otomobilindeki bu donanımlar vasıtasıyla elde edeceği konforu önemseyen ve elbette güvenlikte taviz vermeyen bir kitle.

Yakın dönemde bütün segmentlerdeki otomobillerde standart olacağına inandığınız akıllı sistemler neler?

Şehir içinde düşük hızlarda sürücünün hatalarını kompanse edebilecek otomatik fren ve kaza önleme sistemleri, Volvo’nun olmazsa olmazıdır ve bütün modellerinde standart olarak sunulmaktadır.

Gökhan Tunçdöken - Bosch

 Bosch, ağa bağlı otomobilleri kişisel asistana dönüştürüyor


Gökhan Tunçdöken - Bosch Mobilite Çözümleri İlk Donanım Satış Direktörü

Bosch olarak, otomobilin birçok noktasında teknoloji ve hizmet sağladıklarını söyleyen Bosch Mobilite Çözümleri İlk Donanım Satış Direktörü Gökhan Tunçdöken, “Biz bir sistem tedarikçisiyiz ve sağladığımız teknolojiler fren ve enjeksiyon sistemlerinden çok daha fazlasını kapsıyor. Ağa bağlı otomobiller, farklı ulaşım yöntemleri ve altyapıya yönelik çözümler başta olmak üzere bir bütün olarak mobilite için sistemler üretiyoruz. Aynı zamanda bu önemli değişim nedeniyle sektörümüzün adını Otomotiv Teknolojisi yerine Mobilite Çözümleri olarak konumlandırmaya karar verdik. Bu yeni isim aslında her şeyi anlatıyor” dedi.

Bosch’un, bugün akıllı cihazlar, yazılım platformları, servisler ve ayrıca uygulamalar olmak üzere Nesnelerin İnterneti’nin (IoT) üç seviyesinin tamamında faaliyet gösteren tek şirket konumunda bulunduğunu dile getiren Tunçdöken sözlerine şöyle devam etti: “Eksiksiz çözümler oluşturmak için araç içi bileşenleri, sistemleri ve alt sistemleri birbirine bağlarken, diğer yandan da aracı, araç dışı IT sistemlerine ve hizmetlerine de bağlıyoruz. Bosch Grubu, şehir içi ulaşım için tamamen yeni çözümler geliştiriyor. Nesnelerin interneti (IoT) ile bir yandan da yeni iş fırsatları yaratmaya devam ediyoruz. Mikromekanik sensörler aracılığıyla nesnelerden veri toplayarak ve ardından akıllı yazılımların yardımıyla bu verilere dayanan servisler oluşturan teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Otomotivdeki bir diğer iş alanımız ise hızlı bir şekilde büyüyen sürücü destek sistemleri pazarı alanında ‘otonom sürüş’. 2020 yılı itibarıyla otobanlarda otonom sürüş için bir otoyol pilotu teknolojisiyle hareket eden araçları görmek için çalışıyoruz. Bosch teknolojisi, geleceğin otomobillerinin sadece bağımsız bir şekilde hızlanmasını veya fren yapmasını değil, aynı zamanda direksiyonu kumanda etmesini de sağlayacak.”

tba_93ekim-159

Otonom sürüş, insan hatalarını ortadan kaldırıyor

Otonom sürüşün, bugün meydana gelen on kazadan dokuzunun ana nedeni olan insan hatalarını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Gökhan Tunçdöken, otonom sürüşün asıl hedefinin de bu olduğunu belirtti.

Günümüzdeki birçok araçta ileri seviyede sürücü destek sistemlerinin mevcut olduğunu ve her geçen gün de geliştiğini kaydeden Tunçdöken, “Kısmi otonom sürüşten yüksek derecede otonom sürüşe geçiş, hem teknolojik hem de yasal açıdan büyük bir adım olacak. Sürücü, yolcu olacak. Bu da köklü değişikliklerin meydana geleceği anlamına geliyor. Araç mimarisi bir yana, sürücülerin ve araçların birbirleriyle iletişime geçme yollarında önemli değişimler görüyoruz. Yüksek derecede otonom araçlar da bir sunucuya bağlı olacak. Sadece derin sistem uzmanlığına sahip olan üreticiler ve tedarikçiler bu alanda ilerleme kaydetmede başarılı olacak” diye konuştu.

Araçlar, 2020 yılında kendi kendine gidecek

Otonom sürüşün teşkil ettiği önemli teknik zorlukların büyük bir kısmının, önümüzdeki on yılın sonunda çözülmüş olacağını söyleyen Tunçdöken, Bosch teknolojisini kullanan araçların, 2020 yılı itibarıyla otobana giriş ve çıkış arasındaki tüm yolu kendilerinin gidebileceklerini vurguladı.

“Ancak durum, yasal çerçevenin, teknolojik gelişmelerin hızına yetişmesine de bağlı” diyen Gökhan Tunçdöken, sürücülerin her zaman için araçlarının kontrolünü sağlamaları gerektiğini belirtti.

1968 tarihli Viyana Karayolu Trafik Sözleşmesi ile getirilen bir yasal kısıtlamanın olduğunu ifade eden Tunçdöken, “Dolayısıyla yüksek derecede otonom sürüşe şu anda izin verilmiyor. Yine de Almanya’yı ve diğer pek çok ülkeyi bağlayan yönetmeliklerde yakın zamanda değişikliklerin meydana gelebileceği yönünde işaretler var. Bu senaryolardan bir tanesi, sürücünün istediği zaman engel olabildiği veya devre dışı bırakabildiği sürece otonom sürüşe izin verilmesini içerebilir” dedi.

Bosch’ta sürücü destek sistemleri konusunda yaklaşık 2500 mühendisin çalıştığını belirten Tunçdöken şunları söyledi: “Bosch, ağa bağlı otomobilleri kişisel asistana dönüştürüyor. Örneğin; bir randevu iptal olduğunda, geleceğin otomobili otomatik olarak ajandadaki bir sonraki randevunun güzergahını gösteriyor. Sürücüler, daha fazla zaman kazanmak ve yolculuklarını daha rahat bir şekilde yapmak için otomatik pilotu de etkinleştirebilecek. Ancak yarının ağa bağlı otomobilleri, bundan çok daha fazlasını yapabilecek. Akıllı eve yapılacak bir bağlantı ile ısıtma veya güvenlik sistemleri gibi evdeki aletleri istenilen zamanda çalıştırabilecekler. Örneğin; evde kimse yokken kurye bir paket teslim edecekse kuryenin paketi evin içerisine bırakmasına izin vermek ve alındığını teyit etmek için aracın ekranında bir tuşa basmak yeterli olacak. Teknolojiyle etkileşim, gerçekten çok çeşitli şekillerde olabilecek ve üstün bir güvenlik ve rahatlık sağlayacak. Ağa bağlı eğlence-bilgi sistemi, sürücülerin sadece trafik hakkında bilgi almasını sağlamakla kalmayacak; bir yolcuyla konuşuyormuş gibi mimik ve sözlerle online servislere ve akıllı telefon uygulamalarına erişmelerine de imkan verecek. Bu özellik, otomobili, sürücünün gerçek anlamda kişisel asistanına dönüştürecek.”

tba_93ekim-160

Tesla otomobiller sahibinin ayağına gidecek

Tesla Motors, yüksek performanslı elektrikli araçlar üretmeyi hedefleyen, silikon vadisi merkezli bir otomotiv firması. 2003 yılında Martin Eberhard ve Marc Tarpenning adlı mühendislerin oluşturduğu küçük bir ekiple San Carlos’da faaliyetlerine başladı. Takip eden yıllar içinde ekip, bilişim, elektronik ve otomotiv sektöründen mühendislerle genişledi.

2015 Kasım itibariyle Türkiye pazarına “Tesla Motorları Satış ve Hizmetleri Limited Şirketi” adı altında giriş yapan Tesla Motors’un 2016 yılı planlarında Türkiye’de 9 adet Supercharger adı verilen hızlı şarj istasyonu açacağı öngörülüyor.

Henüz aktif olarak Türkiye’de faaliyet göstermeyen Tesla Motors’un dolayısıyla servis noktaları, destek ekibi veya resmi galerisi bulunmuyor.

Akıllı otomobillerde kablosuz şarj devri başlıyor

Kablosuz şarj özelliği akıllı telefonlardan alıştığımız bir yenilik ama artık akıllı otomobillerde de karşımıza çıkıyor. Kablosuz şarj özelliği, Tesla tarafından üretilen Model S otomobil modelinde kullanılmaya başlandı. Bizzat Plugless adındaki üçüncü parti şirket tarafından geliştirildiği açıklanan yeni kablosuz şarj kiti, Model S’i herhangi bir şekilde prize bağlı kalmadan şarj etmeyi mümkün hale getiriyor. Şarj kiti sayesinde 1 saatlik şarj ile 32 km yol gidilebilecek.

Tesla araçları sürücüsüz modda kullanılabilmesine rağmen henüz yeni geliştirilen yazılım tam manasıyla çalışmıyor, sadece anayollarda kullanılabiliyor. Bu yüzden çok uzun mesafeleri sürücüsüz olarak kat etmek mümkün olmuyor. Tesla CEO’su Elon Musk‘a göre, bu durum birkaç yıl içerisinde değişebilir.

2018 yılında uluslararası sürüşler gerçekleştirmek için hazır olacak Tesla otomobiller. Ama birtakım şartları gerçekleştirmesi gerekiyor. Öncelikle Tesla, sürücüsüz otomobil yazılımını daha da geliştirmeli. Ayrıca otomobile daha fazla sensörü dahil edilmeli. Söz konusu teknoloji gerçek olduğunda sürücülerin otomobillerini istediği yere çağırabileceği ifade ediliyor.

Tesla araçları kiralanabilecek

Tesla CEO’su Elon Musk’ın açıklamasına göre Tesla Model S ve Tesla Model X otomobilleri uygun fiyatlarla yıllık olarak kiralanabilecek. Tesla modellerinin aylık kiralama fiyatı 777 dolardan başlayacak, ayrıca şirket en düşük 6000 dolar depozito bedeli alacak. Böylelikle oldukça uygun fiyatla isteyen tüketiciler uzun süreli Tesla Model S ya da Tesla Model X sahibi olabilecek.

Araç otomatik pilotta dahi olsa elleri direksiyondan ayırmamalı

Otomatik pilot teknolojisinde iddialı olduğu bilinen Tesla’nın bu teknolojiye sahip araçları, kazaya karışmasıyla sürekli gündeme geliyor. Oto pilot çoğu zaman aracı iyi kullansa ve sürücüsüne güven verse de kazalar yapabiliyor. Geçtiğimiz dönemde önündeki beyaz renkli ve yerden yüksek kamyoneti algılayamadığı için ölümlü bir kazaya neden olan Tesla’nın oto pilot sistemi otoyol kenarında duran bir arabaya sürtünerek geçmişti. Kazaların nedenleri incelendiğinde ise aracın çarptığı nesneyi fark edemediği ve önü boş sanarak hareket ettiği göze çarpıyor.

Bir diğer kaza da Amerika’nın Teksas eyaletinde meydana geldi. Model S’i ile gündüz vakti uygun hava koşullarında seyahat eden Mark Molthan, aracın virajı algılayamaması sonucunda kaza yaptı. Araç yoldaki virajı ve kenarlardaki bariyerleri algılayamadı ve önünü boş ve asfalt sanarak ilerleyerek bariyere çarptı.

Sürücü kazadan sonra yaptığı açıklamada uyarılara uymadığını ve kaza sırasında torpido gözüne temizlik bezi almak için uzandığı söyledi. Bu sözüyle kontrolün tamamen oto pilotta olduğunu ve kendisinin aracı devralmak için uygun konumda olmadığını doğrulan Molthan, kazadan önce oto pilot sistemini sık sık kullandığını ve memnun olduğunu ancak bundan sonra son derece dikkatli kullanacağını söyledi.

Tesla, bir diğer kazayı da Çin’in başkenti Pekin’de yer alan otoyolda yaptı. Aracın sahibi Luo Zhen yolun kenarında park halinde duran bir araca çarptı. Hem üretici firma hem de Zhen kaza esnasında otomatik pilotun aktif olduğunu dile getirdi. Büyük kaza olmadı Zhen’in aracında bulunan kameranın kaydettiği görüntülere göre aracın sadece yan tarafı yol kenarındaki araca sürtüyor. Firmanın basın sözcüsü buradaki en büyük problemin sürücünün ellerinin direksiyonda olmaması olduğunu açıkladı. Kaza ile sonuçlanabilecek durumlardan kaçınmak için aracın otomatik pilotu aktif halde olsa bile sürücünün elleri direksiyonda olması gerekiyor.

Luo, kaza esnasında ellerinin direksiyonda olmadığını ve o esnada telefonla uğraştığını kabul ederken diğer taraftan kendisine satılan arabanın kendi kendine gidebildiği yönünde bilgi verildiğini söylüyor.

Tesla’nın otomatik pilotu hayat kurtardı

Tesla’nın otomotik pilotu her zaman kazalarla gündeme gelmiyor. Bu sefer Tesla’nın akıllı otomobilinde güzel bir olay meydana geldi. Yolda akciğer embolisi geçiren Tesla sürücüsü, göğsünde ani bir ağrı hissetti. 37 yaşındaki sürücü hemen aracını otomatik pilota aldı ve hastane komutu verdi. Tesla Model X’in otomatik pilotu hemen sürücüyü hastanenin acil bölümüne getirdi. Böylece sürücünün hayatı kurtuldu.

Tesla otopilot sisteminde yeniliğe gidiyor

Tesla sahibi bir sürücünün otomatik pilot sistemi devrede iken yaşadığı kaza sonucu hayatını kaybetmesi markayı harekete geçirdi. Tesla’nın yönetim kurulu başkanı Elon Musk’ın duyurduğu güncelleme ile artık oto pilot modundaki radar sensörlerinde güncellemeye gidilecek. Gelen yeniliğin ardından sistemde, sürüş sırasında çevredeki değişiklikleri yağmur, sis, kar gibi kötü hava koşulları dahil çok daha erkenden algılaması sağlanacak. Tamamen yazılımsal bir güncellemeyle gelecek olan sistem hali hazırda kamera ile kullanılan özelliğin yazılımsal olarak geliştirilmiş bir versiyonu olarak nitelendirilebilir. Kısa dönemde yaşanacak kaza ve olumsuz durumların önüne geçmeyi amaçlayan markanın uzun süreçteki amacı ise çok daha farklı. Tesla öğrenen makine adını verdiği bir sistem ile sürücülerin karşılaştığı tehlikeleri hafızada tutarak tüm sisteme bu bilgiyi ortak paylaşıma açmayı hedefliyor. Yeni güncelleme ile beraber sürücülere acil fren desteğinin yanında şerit destek sisteminde geliştirmeler sunulacak.

Dr. Hayri Erce - Otomotiv Distribütörler Derneği

Akıllı otomobillerin yaygınlaşması zaman alacak

Dr. Hayri Erce - Otomotiv Distribütörler Derneği (ODD) Genel Koordinatörü

Otomotiv Distribütörler Derneği (ODD)’nin 2016 yılı itibariyle 47 tane uluslararası markayı temsil eden, 30 üyesi bulunmaktadır. ODD’nin Türkiye’de kara taşıtları sahipliğini artırarak sektörün devamlılığını ve gelişmesini sağlamak gibi bir vizyonu; üyelerin menfaatleri doğrultusunda, üyeleri her kesimde temsil etmek, sektörün ihtiyaçlarını karşılamak, sorunlara çözüm üretmek, sektör bilgilerini doğru ve güvenilir şekilde değerlendirip, ileterek, kamuoyu oluşturmak ve sektörle ilgili mevzuat oluşumuna doğrudan katkıda bulunmak gibi bir misyonu var.

Türkiye otomotiv sektörü 2016 yılı Ocak- Ağustos dönemi bir önceki yıl ile kıyaslandığında toplam pazar %7 daralarak 583 bin 771 adet, üretim %7 artarak 914 bin 914 adet, ihracat ise %14 artarak 705 bin 350 adet olarak gerçekleşti. İhracat değeri ise %12 oranında artarak 15 milyar 385 milyon dolar seviyesine ulaştı.

Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı ise 2016 yılı sekiz aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre %5 azalarak 568 bin 906 adet olarak gerçekleşti. 2015 yılı sekiz aylık dönemde 598 bin 963 adet toplam pazar gerçekleşmişti. 2016 yılı Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre otomobil satışları, %3,5 azalarak 438 bin 25 adete, hafif ticari araç pazarı %9,8 oranında azalarak 130 bin 881 adete geriledi.

Her platformda dile getirdiğimiz gibi iç pazarımızı otomotiv sektöründe küresel oyuncu durumundaki ülkelerin seviyesine taşıyacak teşvik ve uygulamalara ihtiyaç var. Üretimde küresel oyuncu durumundaki Amerika, Japonya, Almanya, Fransa, Kore gibi ülkelerin çok büyük iç pazar adetlerine sahip olduklarını görüyoruz. Ülkemizde büyük ve sürdürülebilir bir iç pazardan gücünü alan otomotiv sektörünün, global rekabetteki yerini daha da sağlamlaştırmak mümkün.

tba_93ekim-162

Otomobil sahipliğinde Avrupa’nın çok gerisindeyiz

Bildiğiniz gibi Türkiye dünyanın 18’inci ekonomisi, yaklaşık 79 milyon olan nüfusuyla da Avrupa’nın en çok nüfusa sahip ikinci ülkesi. Tahminler, Türkiye ekonomisinin orta vadede dünyanın ilk 15 ülkesi arasında yer alacağını gösteriyor. Buna karşılık otomobil sahipliğinde Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Nüfusu bizden sadece 2,5 milyon daha fazla olan Avrupa’nın en kalabalık ülkesi Almanya’da yılda 3,5 milyon adetin üzerinde araç satılıyor. 65 milyonluk Fransa’da 2 milyon 300 bin adet; 59 milyonluk İtalya’da ise yılda 1 milyon 700 bin adet araç satılıyorken, iç pazar satışlarımız hala potansiyelinin gerisinde.

Otomobil ve ticari araçlar dahil araç parkımız ise 90’lı yılların başında 1,5 milyon adet civarında iken; 2015 itibariyle 15 milyon adedi aşmış durumda ve ne yazık ki %23’ü yaklaşık 3,5 milyon adedi 20 yaşın üstündeki araçlardan oluşuyor. Yaşlı araç parkı ve beraberinde çevreye olumsuz yansımaları ne yazık ki ülkemizde herkes için önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu yönüyle de değerlendirecek olursak parkımızın gençleştirilmesi için önümüzde çok uzun bir yol görünüyor.

Dünyada ve özellikle Avrupa’da neler olup bittiğini iyi yorumlamamız gerekiyor. Alternatif yakıtlı araçlar pazarda kabul görmeye devam ederken, hala Avrupa’daki araç satışları içinde payları çok küçük. Akıllı otomobiller için de önümüzde uzun bir yol söz konusu. Güvenlik, yasal altyapılar, kullanılacak ara yüzler ve uygulamadaki zorluklar Avrupa ülkelerinde çalışmalar belli bir aşamaya gelse de yaygınlaşmasının zaman alacağını gösteriyor.

İnovasyonu, dijitalleşmeyi, Sanayi 4.0’ı destekleyecek adımlar atmamız, demokrasiyi güçlendirecek ve ekonomiye olumlu yansımalar sağlayacak reformlar yapmamız gerekiyor. Güçlü, istikrarlı ve sürdürülebilir iç piyasası olan bir otomotiv sektörü ülkemize gelebilecek yeni yatırımlar için de kapıları açacaktır. Bu anlamda kamunun da katkısı önemli. Son dönemde önemli mevzuat değişiklikleri yayımlandı:

7 Eylül’de yayımlanan “6745 Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ kapsamında, insan ve yük taşımacılığı yapan araçların yenilenmesi ve gençleştirilmesine yönelik düzenlemeyi önemsiyor ve çok olumlu buluyoruz. Ayrıca kanun kapsamında yatırımların proje bazında desteklenmesinin, özel ve esnek teşvik mekanizmasının hayata geçirilmesinin büyük yatırımları ülkemize çekeceğini umuyoruz.

9 Ağustos tarihinde ‘’6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ da önemli Yatırım Teşvikleri, AR-GE teşvikleri, KDV düzenlemeleri, damga vergisi ve harç düzenlemeleri içeriyor.

Dünya düşük büyüme oranları ile karşı karşıyayken, Türkiye’nin büyüme sürecinin devamlılığını sağlamak üzere iç pazar dinamiklerini destekleyecek, yaşlı araç parkımızı gençleştirmeye yönelik uygulamalar gibi politikaların hayata geçirilmesinin Orta Vadeli Plana, ülkenin büyüme dinamiklerine, çevre koruma önlemlerine de önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Büyüyen Türkiye ile birlikte otomotiv sektörü de küresel arenadaki yerini daha da sağlamlaştırma ve ileri gitme imkanına kavuşacaktır

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok