Antep fıstığı ile tatlanan lezzetler için

Mehmet Demiray
Mehmet Demiray
  Eyl.02, 2014, 16:30

Fikri Türkel Gaziantep'e yapacağınız herhangi bir geziyi onsuz tamamlamanız mümkün değil. Evet, Antep fıstığı artık baklavadan kebaba, ezmeden kuru yemişe şehrin sembolü halinde. Eğer farklı kahvelerden hoşlanıyorsanız Gaziantepliler “menengiç” tavsiye ederler. Şömine başında hoş, reçine benzeri bir koku isterseniz alevlere “çitlembik” atabilirsiniz. “Ben kuru yemiş atıştırmak istiyorum” derseniz de tabağınıza “Antep fıstığı” koyun deriz. Yağından yapılan “bıttım sabunu” ise kişisel bakımda harika bir tercih olur. Antep fıstığının yabani olanına menengiç veya çitlembik denir. Aslında “çitlembik” adıyla ayrı bir bitki olması küçük bir kavram kargaşasına sebep olur fakat menengiç sakızağacıgillerden olup “pistacia terebinthus”u ifade etmek için kullanılırken, çitlembik kendirgillerden “celtis caucasiaca”ya karşılık gelir. Bu iki ağacın da yabani türlerine Anadolu’nun her yerinde rastlanmasına karşın, Türkiye’de ıslah edilmiş fıstık türlerinin etkin dikimi ve hasadı Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Adıyaman ve Siirt yöresinde yapılır. Antep fıstığının son 20 yıl içinde çikolata, dondurma ve kuruyemişte yoğun kullanımı sonucunda popülerliğinin artmasıyla üretimde de artışa gidilmiş, buna rağmen hala talebe yetişilemiyor. Ağustos ayı fıstığın hasat dönemidir. Günümüzde çiftçiler bir yandan kuraklıkla boğuşup istediği ürünü elde edememenin sıkıntısını yaşarken, diğer yandan yokluk yılı nedeniyle son dönemde yaşanan fiyat artışları sonrası nasıl maksimum kar elde edeceğinin hesabını yapıyor. Sorun yaşayanlar yalnızca çiftçiler değil. Başta baklava üreticileri olmak üzere, dondurma ve çikolata üreticileri geçen yıl yaşanan yüzde 50’nin üzerinde fiyat artışının bu yıl da yaşanmaması için yoğun kulis içinde. Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Antep fıstığını kayıt altına alarak dünya pazarına sunmayı amaçladıklarını ifade ediyor ve Antep fıstığıyla ilgili başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlarla ciddi çalışmalar yürütüldüğünü de ekliyor. Hasat sezonunun başlamasıyla, kalabalık bir medya grubuyla birlikte Gaziantep’e gidenlerden biri de Faruk Güllüoğlu’nun sahibi Faruk Güllü. Güllü Gaziantep’te hem gazetecilere bahçeden nihai üretime bütün süreçleri anlattı, hem de sürecin taraflarıyla medya mensuplarını bir araya getirdi. Gerçekten de bahçedeki yaş ve kabuklu fıstık 7 liradan başlanarak satışa sunulurken, baklavacının istediği kaliteli iç fıstığın fiyatı 80 lira olabiliyor. Fıstık, Gaziantep’in çok eski bir ziraat ve ticaret ürünü. Eski hanlarda hala tüccarların isimlerini, hikâyelerini duymak mümkün. İşin bütün boyutlarını anlamak için Türkiye’de ve dünyadaki durumuna bir bakalım. Dünyada en fazla üretim 472 bin ton ile İran’da, yani İran pazarın lideri. Dünya üretiminin yarısı bu bölgede yetiştiriliyor. İkinci sırada ise 200 bin ton ile ABD geliyor. Amerika’daki üretimin yarısından çoğu tek bir şirket tarafından yapılıyor. İşin ilginç tarafı ise fıstığın ABD’ye Gaziantep’ten götürülmüş olması. Türkiye, sektörde üçüncü sırada yer alıyor. Bu yıl Türkiye’de beklenen üretim miktarı 130 bin ton civarında. Çin, Suriye ve Tunus ise sektörün diğer üreticileri. Suriye’deki iç savaşın hasat sorununa sebep olmasının yanı sıra hasadın önemli bir miktarının kaçak olarak Türkiye’ye gireceği tahmin ediliyor. Aynı şekilde Türkiye’deki aşırı fiyat artışıyla birlikte İran’dan da kaçak olarak fıstık girişi olması bekleniyor. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ağaçların verimi. İran, neredeyse Türkiye kadar bir alanda ekim yaparak Türkiye’nin dört katı verim elde ediyor. Aynı şekilde ABD, Türkiye’nin dörtte biri alanda ekim yaparak, Türkiye’nin iki katı verim elde ediyor. Türkiye’de toplam üretimin yüzde 88’i Gaziantep’le birlikte Siirt, Adıyaman’da gerçekleştiriliyor. 2003 yılında meyve veren ağaç sayısı 9.6 milyon adet iken, on yıl sonrasında bu sayı 16 milyonun üzerinde seyrediyor. Meyve vermeyen ağaç sayısı ise 3 milyon. Meyve alınan ağaçlardaki artışa güncel örneklerden biri Manisa’nın Demirci ilçesinde yakın zamanda başlatılan menengiç ağacı aşılaması. Bu hareketle Demirci’de bir milyona yakın ağaçta fıstık üretimi başladı. Aynı şekilde son yıllarda hem fiyat artışı hem de kamuoyu talebi nedeniyle Siirt, Şanlıurfa, Kilis ve Adıyaman’da da yeni alanlar fıstık için ayrıldı ve fidan ekimleri sürüyor. Böylece önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye üretiminin 200 bin tonu aşması bekleniyor. Gaziantep’in tarıma dayalı ekonomisi içinde fıstığı ele alırsak ilginç veriler ortaya çıkıyor. Şehirde tarım yalnızca fıstıkla sınırlı değilse de, 128 bin hektar ile en geniş ekim alanı kendisine ait. Ardından buğday, zeytin, arpa, üzüm ve pamuk geliyor. Fıstığın karakteristik özelliği nedeniyle taşlı alanlara ekimi gerekiyor. Buna rağmen son yıllarda meyvelik alan dışına da Antep fıstığı ekilebiliyor. Gaziantep, Antep fıstığında Türkiye üretiminin yüzde 40’ını karşılarken, bulgur ve makarna üretiminin de yüzde 40’ı kadar bir potansiyele sahip. Ankara’ya da sunulan bir rapora göre, Antep fıstığı sektöründeki sorunlar şöyle dile getiriliyor:
  • Sulanabilen alan çok kısıtlı. 370 bin hektar alanın ancak 186 bin hektarı ekonomik olarak sulanabiliyor.
  • Sulama alanlarında enerji maliyeti çok yüksek. Büyük şehrin yeni başkanı Fatma Şahin, buna çözüm olarak güneş enerjisi sistemlerini öneriyor.
  • Aşılı tüplü sertifikalı fidan üretimi yetersiz ve sektöre tek destek de bu fidanlar için yapılıyor. Sektörü kayıt içine almak için bütün üretime fiyat desteklemesi bekleniyor.
  • Lisanlı depoculuğun eksikliği hissediliyor.
  • İhracata destek yeterli değil.
Sorunların tespit edilmesi kısa vadede çözüme ulaşılmasını sağlamıyor. Piyasa işlerliğini sürdürüyor ve bu yıl da fıstık fiyatı yüksek seyrediyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan aşırı fiyat artışıyla birlikte sanayiciler süreci yönetmek için kurulan Fıstık Sanayicileri Derneği, fıstığın üretim, işleme ve pazarlama süreçleriyle ilgili çalışmalar yapmayı hedefliyor. Dernek Başkanı İlhan Eren, artan fiyatlar ve tahmin edilemeyen gelişmeler nedeniyle çikolata ve dondurma üreticilerinin taleplerine uzun vadeli cevaplar veremediklerini anlatıyor. Baklavacıların sorunlarını dile getiren Faruk Güllü ise, Türkiye’de 20 bin civarında baklava üreticisi olduğunu ve Antep fıstığının yüzde 20 ila 30’unu baklavacıların tükettiğini hatırlatıyor. Sadece Antep fıstığı olarak bakıldığında 1.5 milyar liralık bir pazar büyüklüğü olduğunu söyleyen Güllü, baklava üreticilerinin ekonomik büyüklüğünün de 45 milyar lira olduğunu belirtiyor. Ürünün ekonomik değeri, yerel ve global markalama çalışmaları için yeterli bir ekonomik büyüklüğe sahip olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl Gaziantep Baklavası coğrafi işaretinin AB tarafından kabul edilmesiyle, Antep fıstığı marka çalışmasının şehirle birlikte ele alınması gerektiği açıkça görülebiliyor. İki ay sonra, şehrin önde gelenleri, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile birlikte şehir marka değeri üzerine bir çalıştay oluşturacak. Antep fıstığı burada tekrar ele alınacak. Geçen yıl çikolata üreticilerinden Nestle, Eti ve Ülker bölgede kaliteli Antep fıstığı üretimi konusunda çalışmalara başladılar. Bu, uzun soluklu bir süreç. Çikolata üreticileri istikrarlı bir fiyat oluşmadığı sürece, yeni fıstıklı ürünler konusunda ar-ge çalışmasına girmeyeceklerini belirtiyor. Gaziantep Fıstık Araştırma Enstitüsü, ıslah, aşılama ve melez ürünler konusunda çalışmaları sürdürüyor. Ancak verimli yeni bir tür için en az 20 yıllık bir süreç gerekiyor. İster kahve isterse baklava olsun, Antep fıstığı ağız tadımız için her zaman ulaşılabilir olmalı. Sadece Gaziantep’in değil, Türkiye’nin değeri olarak Antep fıstığına hepimiz sahip çıkmalıyız.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER