Japonya Nintendo’yu Neden Satmalı?

En değerli mücevherlerinden birini satmayla ilgili bir düşünce deneyinin ülke için dönüştürücü etkisi olabilir.

En değerli mücevherlerinden birini satmayla ilgili bir düşünce deneyinin ülke için dönüştürücü etkisi olabilir.

Leo Lewis - Financial Times, Asia Business Editor

Pandeminin birkaç ay sonrasında, sıkılan dünyanın büyük bir kısmı Animal Crossing: New Horizons satın almayı düşünürken, heyecanlı ve genişlemeci Microsoft, oyun üreticisi Nintendo'yu satın almaya çalışıyordu. 

Nintendo mu? Hayal gücünün satın alınamaz fabrikası mı? Asya'nın en güçlü yumuşak güç ihracatçısı Japonya'nın Fort Knox'u niteliğindeki entelektüel mülkiyeti mi? Çılgınlık. Belki de. Ama Japonya'nın bu olası satıştan daha kârlı çıkabileceği türden bir çılgınlık.

Japonya'nın Nintendo'yu entelektüel bir deney ve şok terapisi olarak satmayı düşünmesi gerekiyor. Ya da en azından bunu neden kesinlikle yapmayacağını kabul etmeli. Bu tür bir satış ne kadar imkânsız, en değerli mücevherini başkasına teslim etmek ne kadar korkunç bir fikir olursa, bu hazine o kadar değerli hâle gelir. 

Microsoft'un, sonsuz derecede verimli Kyoto merkezli Super Mario, Zelda ve Donkey Kong'un doğduğu yer olan Nintendo'yu satın almakla ilgilendiğine dair kanıtlar, geçtiğimiz aylarda ABD yazılım devinin Federal Ticaret Komisyonu ile önerilen 75 milyar dolarlık Activision Blizzard satın alımı üzerindeki hukuk mücadelesinin bir parçası olarak bir araya getirilen belgelerin sızdırılmasının ardından ortaya çıktı.


Araştırma verileri de içeren bu sızıntıda (daha sonra kaldırıldı), 2020 yılına ait birkaç üst düzey Microsoft yöneticisi ile şirketin oyun bölümünün başkanı ve Sony ile olan konsol savaşının saha mareşali Phil Spencer arasında gerçekleşen iç yazışmalar bulunuyordu. Spencer, "Nintendo bizim için en önemli varlık" diyordu ve Nintendo'nun liderliğiyle daha yakından çalışma konusunda birçok görüşme yaptığını açıkladı. 

Yakın gelecekte bir satış sürecini tetikleyecek herhangi bir açık sebep olmadığını kabul etti ve alıcı olarak düşmanca gitmenin bir anlamı olmadığını da belirtti. Ancak Spencer, anlaşmanın bir "kariyer anı" olacağını ve Nintendo ile ilgili herhangi bir ABD şirketinin bu şansa sahip olacağını düşündü.

Bu, aynı şeyi düşünen kişilerin sayısı düşünüldüğünde cesur bir iddia. Nintendo, Disney'e ait olmayan dünyanın en değerli eğlence entelektüel mülkiyetine sahip (Pokemon ve Mario). Daha da önemlisi Nintendo bir Japon; yani küresel ölçekte abartılı eğlencenin merkezi.

Oyunlar, tüketici teknolojisi veya daha geniş bir eğlence işinde olduğunuzu düşünürseniz Nintendo, satın almak istediklerinizin başında gelir. Özellikle de Super Mario Bros filminin gişede 1,36 milyar dolar kazandığını ve Zelda: Tears of the Kingdom’ın yedi yıllık Switch konsolunu kullanan oyunseverlere ilk iki ayında 18.5 milyon kopya sattığını göz önünde bulundurursak.

Aynı zamanda Nintendo, son 30 yılın büyük kısmında coşku eksikliği yaşayan bir borsada bulunuyor. Fikir hakları yüklü ve büyük kâra sahip Nintendo'nun piyasa değeri, 55 milyar dolar; yani Microsoft'un önerdiği 75 milyar dolardan yaklaşık 20 milyar dolar daha az. Japon şirketler ulusal veya yabancı alıcılar tarafından satın alınma olasılığını düşünerek fiyatlandırılmazlar. Hem kurucu aile hem de sadık yatırımcılar tarafından büyük ölçekte sahip olunan Nintendo, bu durumun bir sembolü niteliğinde.


Onu satın almayı hayal etmek ne kadar zor olursa olsun, Nintendo'nun satış sürecinin dönüştürücü olabilmesinin iki nedeni var; en azından konsolidasyona dirençli Japon şirketlerini birleşmeler yoluyla ölçek ve koruma aramaya ikna edebileceği için. 

·      Bu nedenlerden ilki; Nintendo'nun yüksek bedelli satışı, ülkenin diğer mücevherleri olan şirketlerin gerçekte ne kadar küçümsendiğini ve buna bağlı olarak düşük değerlendirildiğini tüm Japonya’ya gösterecek. Üstelik Microsoft, potansiyel alıcılardan yalnızca biri; Disney veya Apple’ın hemen ardından Google ve Sony’nin de bu rekabete katılacağını tahmin etmek zor değil. Çünkü Activision’ın anlaşma değerlemesiyle kıyasladığında bu rekabetin ölçeği daha küçük olacak.

·      İkinci ve daha büyük nedene gelecek olursak; Japonya'nın, 1989'da Sony'nin Columbia Pictures'ı satın almasıyla ABD'ye dayattığı türden bir ana ihtiyaç duyması olabilir. Bu satın alma tüm hırsı, cesareti ve gaddarlığıyla, Japonya için başarı duygusu yarattığı kadar, o zamanlar hayal kırıklığına uğramış Hollywood için de sarsıcıydı.

Yıkım, tek bir şirketin ya da piyasanın kendi başına isteyeceği bir şey değil; ancak Japonya borsasının kendisini yalnızca yıkımın yapabileceği bir köşeye sürükleme riski var. Bu gerçekleşene kadar ülke, yıkıcı bir Nintendo satışının ne kadar olumlu olabileceğini düşünmekten daha iyisini yapamaz.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER