Markaları Oyun Dünyasına Götüren Geçit: Gaming Istanbul

Bu yıl beşincisi düzenlenen uluslararası oyun ve espor fuarı Gaming İstanbul, yaklaşık 100 bin oyunseveri; oyun ve donanım firmaları, markalar ve oyun geliştiricileriyle buluşturdu.

Bu yıl beşincisi düzenlenen uluslararası oyun ve espor fuarı Gaming İstanbul, yaklaşık 100 bin oyunseveri; oyun ve donanım firmaları, markalar ve oyun geliştiricileriyle buluşturdu.

Ömer Faruk İlgün

Gaming, son senelerdeki hızlı yükselişiyle oyunseverler kadar markaların da gözdesi hâline geldi. Markalar yeni nesil oyunsever tüketici kitlelerine ulaşabilmek için onların izledikleri, duydukları ve sosyal olarak toplandıkları oyun fuarlarında kendini göstermek için yarışıyor. Bu fuarlardan biri olan Gaming İstanbul; oyun geliştirme, oyun tasarımı ve pazarlaması gibi konularda markalar ile oyunsever arasında köprü görevi görüyor. 100 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapacak fuar 30 Ocak – 2 Şubat 2020 tarihleri arasında Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek. Biz de markaların bu çabalarını ve oyun dünyasındaki yeni gelişmeleri Türkiye’nin en büyük oyun fuarı olan Gaming İstanbul’un Marka ve Pazarlama Yöneticisi Meriç Eryürek’e sorduk.

Öncelikle Gaming İstanbul’da bu yıl bizleri neler bekliyor? Gaming İstanbul’un 5 yıllık serüvenine baktığınızda, ilk organizasyondan bu yana neler değişti? Bizimle paylaşır mısınız?

Gaming İstanbul’u özetlemek kolay değil. Bizi GIST 2020’de oyunla ilgili her şey bekliyor, beş yıldır olduğu gibi.

Bu yıl en büyük gururumuz, Taleworlds’ün dünyaca ünlü, sayısız ödül almış Mount & Blade’inin ikincisi, Mount & Blade II Bannerlord, GIST’te olacak. Oyuncular, 6 kişilik takımlar hâlinde birbirleriyle mücadele edecekler. Bu GIST ekibi için, hem profesyonel hem amatör anlamda büyük bir gurur. Armağan Yavuz ve ekibinin yarattığı Mount & Blade, sekiz yıldır dünyanın her yerindeki oyun geliştiricilerin, dev oyun stüdyolarının ilham kaynağı oldu. Bu kadar başarılı bir oyunun GIST çatısı altında olması profesyonel anlamda anlatılmaz bir heyecan. Ve tabii, GIST ekibindeki herkes oyuncu. Oyuncu olarak da Mount & Blade’i denemek için sabırsızlanıyoruz.

Sonra, bu yıl Funcom’un yine dünya pazarında inanılmaz başarı getiren oyunu Conan Exiles’ın Türkçesini GIST’te duyuruyoruz. Conan Exiles, Xonan evreninde geçen bir hayatta kalma, alan savunma ve PvP (oyuncuya karşı oyuncu) oyunu. Bu oyunun lokalizasyonunu ve pazarlamasını da ajansımız Vardiya “Marka İşçileri” yapıyor.

Kısaca, bu yıl oyuncularımızı iki efsaneyle buluşturuyoruz, Mount & Blade II ve Conan Exiles.

Bu yıl GIST ana sahnesinde PUBG Mobile, Mobile Legends Bang Bang, Conan Exiles turnuvaları yapılacak. Gösteri alanında Aral Games, Redbull, OMEN, Monster Energy gibi yıllardır GIST’te ziyaretçilerle buluşan firmalarımız var.

Serbest geliştirci alanı, masaüstü oyunları alanı, çocuk oyun alanı, cosplay alanı, GIST|DC Geliştirici Konferansı Alanı, profesyonel iş geliştirme alanı ve diğer alanlarımız büyüdü. Bu yıl iki de sürprizimiz var: Global Game Jam’in İstanbul ayağı Gaming İstanbul’da olacak. Oyun geliştiriciler 48 saatlik bir kampta oyunlarını üretip sunacaklar.

Diğer sürprizimiz de #kalkgel. GIST’in influencer marketing partneri #kalkgel ekibi GIST’te olacak. Bildiğiniz gibi #kalkgel dünyanın ilk ve tek aylık yayıncı-takipçi buluşmaları ve GIST’ten sonra Türkiye’nin en büyük oyun etkinliklerinden biri.


Dünya’daki büyük oyun fuarları ile kıyaslandığında Gaming İstanbul’un bulunduğu nokta nerede? Fuarı oyun sektöründe nasıl konumlandırıyorsunuz?


Oyun fuarları birbirlerine benzer. Çatılarının altında ziyaretçilerine en iyiyi sunmaya çalışır. Dünya sıralamasında, global oyun fuarları arasında, Türkiye ve Ortadoğu’nun tek ve en büyük uluslararası fuarı olarak, bir dikkat noktasıyız diyebilirim. Global firmaların ilgisi her geçen gün artıyor.

Türkiye ve Ortadoğu’nun en büyük, Avrupa’nın en büyük beş fuarından biriyiz. Ama farkımız bu değil.

GIST ekibinde herkes oyuncu. Doğuştan oyuncu. En büyük farkımız bu. Gitmek istediğimiz fuarı yapıyoruz. Gitmek istediğimiz fuarı hayal ederken, katılımcı firmalarımıza da 7/24, bazen amatör ruhla, bazen profesyonel organizasyon ekibi olarak destek veriyoruz. Oyun sektörüne yeni girecek firmalar için pazarlama stratejisinden başlayıp stant yapımına kadar geniş bir yelpazede know-how ve hizmet sağlıyoruz. Yerli ve yabancı katılımcılarımızdan bir kısmı, GIST’i ilk kez açılış günü görüyor. Biz her şeyi hazırlamış ve anahtarlarını teslim etmeye hazır oluyoruz.

GIST, Vardiya, #kalkgel ve altı partnerimizle, markalara 100.000 ziyaretçiye, 4,6 milyon takipçiye ve 23,9 milyon oyunla ilgili tüketiciye direkt erişim sağlıyoruz ve sürecin tamamını yönetiyoruz.

Dolayısıyla GIST’e yalnızca fuar demek mümkün değil. GIST firmaları ve markaları oyun dünyasına götüren bir geçit aslında.

Türkiye'deki oyun kültürünün PC ve konsoldan mobile evrildiğini görüyoruz hatta bu yıl siz de ilk kez Gaming İstanbul kapsamında Mobil Oyun Alanı oluşturuyorsunuz. Şu anki oyun ekosistemini nasıl yorumluyorsunuz? Mobil oyunların bu kadar popüler olma sebebi nedir? PC ve konsol oyuncuları mobil oyuncuları “gamer” statüsünde görmüyordu. Mobil oyunların yükselişi bu algıyı değiştirecek mi?

Mobil oyunlar popüler oldu çünkü mobil cihazlar hayatımızın belki de en önemli parçalarından biri hâline geldi. Teknolojik gelişim ve evrimin kaçınılmaz bir sonucu bu. Pazarlamanın ilk kurallarından biri ulaşılabilir olmak. Mobil cihazlar herkes için ulaşılabilir artık. Mobil oyunlar da bu evrimin bir parçası.

Mobil oyunlar, sektörün önemli bir parçası, ama PC ve konsolu etkilediklerini söylemek çok doğru olmayacak. PC, konsol ve mobil oyunları farklı, tüketici segmentleri de farklı, birbirlerinden aldıkları pazar payı kritik ölçüde değil.

Mobil oyuncular da artık “gamer” o tartışılmaz bir gerçek.

Mobil oyunların yükselişinin oyuncular açısından asıl kazançlı tarafı, cross platform oyunlarda. Artık aynı oyunu PC, konsol ve mobil oyuncuları bir arada oynayabiliyor. Bu da bir oyuncu olarak beni en mutlu eden tarafı. Oyuncular özgürce dünyaya açılmak ister ve mobil oyun dünyası da dev.

Öğrencilerime söylediğimi söyleyeyim size de: Bir sabah uyandık ve 20 milyon yeni oyuncu arkadaşımız vardı. Kimse bu büyüklükte bir takımın üyesi olmaya hayır demez.




Oyuncular bildiğiniz tüketici profillerinden farklıdır

 

Gaming hala yeni bir alan, dolayısıyla sektöre yeni giren markaların yaptığı hatalar da mevcut. Sizce -gözlemlerinize dayanarak- sektöre girecek markaların nelere dikkat etmesi, nelerden kaçınması gerekiyor?


Çok dürüst olacağım. Oyuncular farklıdır. Bildiğiniz tüketici profillerinin, segmentasyonların hiç birine uymazlar. Beş farklı platformda altmıştan fazla alt kola ayrılan bir ürün gamının etrafında toplanmış bir alt kültür grubuyuz biz ve klişelerden, konvansiyonel yaklaşımlardan etkilenmeyiz.

Markalara ilk tavsiyem, oyuncuları anlamaya çalışmayın. Oyun kültürünün, oyuncuların içinde doğmadıysanız, başaramayacaksınız. Oyun kültürünün içine doğmamış kişilerle, ekiplerle de çalışmayın. Başaramayacaklar.

Oyuncular yaşam zevki olarak rekabeti seçmiş insanlardır ve takım arkadaşlarını hemen tanırlar. Bir slogan, bir görsel çalışma tüketiciye oyuncu olup olmadığınızı anlatır ve rol yaptığınızı hissederlerse sizi affetmezler. Oyuncu doğmuş ve profesyonel olarak oyun sektörünü seçmiş kişilerle çalışın.

“Bu da bir pazarlama aracı” diye düşünürseniz, geçtiğimiz yıllarda bazı büyük markaların, hatta oyun firmalarının, farklı sektörlerle büyük başarılar kazanmış dev ajanslarla bile yaşadıkları krizlerle baş başa kalabilirsiniz.

Oyuncular -mış gibi yapanı tanır. -mış gibi yapan bir ekiple yola çıkarsanız, bir gamer menü, bir ambalajda gözlüklü gamer maskotu, dondurmada kod çubuğu olarak kalırsınız ve oyuncuları kaybedersiniz. Bence yüzlerce karakterin yüzlerce ekipmanını ve o ekipmanlar, sınıflar, takımlar arasındaki sonsuz sinerji kombinasyonlarını aklında tutup saniyede tepki verebilen bir tüketici segmentine -mış gibi yapmayın.


İşi bilenle çalışın. O size oyunun kurallarını anlatır.

 

Markaların espor alanına yaptıkları yatırımları her geçen yıl artırdığını görüyoruz. Oyun ekosistemine dahil olan markalar, yatırımlarının karşılığında hangi avantajları elde ediyor?

 

Üzgünüm, bu konuda herkesten farklı şeyler söyleyeceğim. Görünürlük. Espor şu anda markanıza görünürlük getirir. Beş yıllık gelecekte de farklı bir sonuç beklemiyorum.

Geçtiğimiz yıl oyun sektöründe yapılan iş birliklerini ve pazarlama çalışmalarınızı düşünecek olursanız, sizin en çok beğendiğiniz ve başarılı bulduğunuz çalışma hangisi oldu?


Yıllardır marka yönetimi, pazarlama ve pazarlamada yaratıcılık dersleri veren öğretim üyesi şapkamla konuşacağım: #kalkgel yılın pazarlama projesi oldu. Ortağı olduğum için söylemeyip haksızlık edemem ama pazarlama kitabında yazan her şey #kalkgel’de var.

4,6 milyon takipçiyle her gece canlı yayında buluşan, self-created content’lerini seyircilerine 3-4 saatlik sürelerde izleten, brand-friendly yayıncılarla bir araya geldik. Ve dünyanın ilk aylık yayıncı-takipçi buluşmasını, oyun ve oyun kültürü etkinliğini yarattık. 18 yaş üstü seyirciye yönelik, 600 biletle sınırlı, özel bir aylık etkinlik. Pintipanda, Can Sungur, EasterGamersTv, Pqueen ve diğer yayıncılarımız, Gaming İstanbul, Vardiya Oyun ve Espor Ajansı, Zorlu Performans Sanatları Merkezi bir araya geldi ve #kalkgel doğdu. Onuncu etkinliğimizde, markaların sponsorluk için yarıştığı bir noktaya geldik. Bu başarıyı ben bile beklemiyordum.

 

Oyunlara karşı, çeşitli araştırmaların da gösterdiği üzere 7’den 70’e ilgisi yüksek bir milletiz. Oyun geliştirici, yazılımcı ve tasarımcı gibi profesyonel alanlara olan ilgi ne durumda? Oyun sektörünün cazibesi, gençlerimizi bu alanlarda profesyonel bir kariyer yapmaya yönlendiriyor mu? Sektördeki istihdam mezunların beklentisini karşılayacak ölçüde mi?

 

Gençlerin ilgisi çok yüksek. Nasıl olmasın? Türkiye’nin yüzde 51’i 25 yaşın altında. Bu inanılmaz gençler oyun kültürünün içinde doğdular. -mış gibi yapmıyorlar, hayatları teknoloji ve oyunlar. İlerlememiz yavaş çünkü gelişen sektörler devlet ve kamu desteğine ihtiyaç duyar ve biz ne yazık ki oyun endüstrisinin büyüklüğünü, potansiyelini kavramaya biraz uzağız. Beş kişilik genç ekiplerin yaptığı bazı oyunlar, dünyada milyarla ölçülen satışlara ulaştı. Bu bir fikir verebilir. Eğitim yetersiz, Bahçeşehir Üniversitesi hariç tam bir formasyon eğitimi veren okul bilmiyorum. İstihdam yetersiz çünkü yabancı firmalar yetenekleri merkezlerine çekmeyi tercih ediyor. Kazanabilir miyiz? Evet. Hızlı hareket edersek.

 

Son olarak, oyun sektöründe kariyer hedefi olan gençler için (oyuncu, yayıncı, geliştirici vs.) tavsiyeleriniz neler?

On altı saat çalıştılar. Kodlama yaptılar, yayın yaptılar, yazdılar, çizdiler, espor antremanı yaptılar. Gözlerinden uyku akıyor. Uyumak yerine oyun oynamayı seçiyorlarsa, devam etsinler. Oyun sektöründeki hiçbir iş, iş gibi yapılamaz. Bu sektörde mesleğinizi çok seversiniz ama işinizden nefret edersiniz. Haftada yedi gün, yirmi saat çalışmaya hazırlarsa, oyun sektörü onlara göre.

Tabii diğer sektörlere göre inanılmaz da bir avantajımız var. Aileniz, sevgiliniz, eşiniz size “aman, bu saatte hala mı oyun oynuyorsun” dediğinde “çalışıyorum” diyebilirsiniz.

Veya benim gibi mutlu azınlıktan biri olursunuz, eşiniz de hardcore gamer çıkar.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER