Dünyanın

TREND ANALİZİ
Interstellar'dan bahsedeceğim ama kara deliklerden, paralel evrenden değil, hani "dünyanın iyi pilotlara değil, çiftçilere ihtiyacı var" denilen noktadan. Besinlerimiz. Ne yersek oyuz. Dünyanın besin kaynaklarını tüketme tehlikesini makalelerde okurken, filmlerde de bu konu işleniyor. Bir yandan iklim değişikliği ile mücadele eden dünya bir yandan ona ayak uydurmanın yollarını arayan çiftçiler. Nasıl mı ayak uydurabiliyor? 'Trend'leri takip ederek. Aslında benim yaptığım, hikayeye biraz ortasından başlamak. Mesela 'Aradolu' markasını yaratan Kerem Siral'in hikayesinde önemli nokta 'talep yaratmak' olmasının yanı sıra farklı ürünlerin talep edildiğini gösterip, onların ekimini sağlamak. Kendisinin girişimcilik adımlarının her noktasında da yenilikçilik yatıyor. 2014 Eylül ayında başlayan e-ticaret yoluyla müşterilerine ulaşan Aradolu, organik ve doğal ürünler satıyor. Kısa sürede gerçekleştirdiği cirosu ve beğeni toplayan satış politikasını merak ettiğimde karşımda duran genç girişimcinin dünyaya açılma hedefi sadece para kazanma hedefli şirket olmadığının adeta kanıtı. Yurtdışında yıllardır dikkat çekilmeye çalışılan 'sağlıklı tüketim', 'kaliteli yaşam' kavramları ülkemizde de hızla yayılırken bazı yapıştırma 'organik' lafları her ne kadar kafamızı karıştırsa da sağlam adımlarla ilerliyor. Ama bu noktada birçok soru ortaya çıkıyor. Sadece ürünü pahalıya satmak amaçlı kullanmak için mi organik diyorlar? Her ekolojik pazardan alınan, daha pahalıya mı satınca başarı geliyor? Diyet ürünlere talep var diye site veya mağaza açmakla iş bitiyor mu? İki farklı satış stratejisi olan girişimciler Aradolu ve Plus Kitchen ile konuşunca yanıtlarımı aldım diyebilirim. Farklı başlangıç platformaları olsa da başarılı markalaşma stratejileri, müşteri memnuniyet oranlarının yüksekliği ortak noktaları. Birisi organik, doğal ürünleri sadece e-ticaret satışı ile müşterilerine sunarken diğeri mağazada sağlıklı yemek seçeneklerini Fast-food şeklinde sunarak kısa sürede popüler olmuş...  'Talep Yaratmak' ve 'Markalaşmaya Önem Vermek' Peki potansiyel var mıydı Türkiye'de? Evet ama talep yaratmak gerekiyordu. İki firma da talep yaratarak ve markalaşmanın önemine inanarak emin adımlarla yürümüş. Diyet yapan kadınlar değil hedef kitleleri. Sağlıklı, kaliteli yaşamayı seven tüm Türkiye ve hatta dünya. Ortalama iki yaşında olan iki markanın da hedefi yurtdışında seslerini duyurmak. Tabii önce bu sağlıklı yaşam trendini Türkiye'de nasıl markalaştıklarından bahsetmek gerekiyor. Çünkü bir anda beliren organik gıdalar Dr. Yavuz Dizdar'ın dediği gibi "bir ürünü pahalıya satabilmenin tılsımı oldu" çoğunlukla Türkiye'de. Hepimiz çiftçi mi olsak diye konuşmaya başladık. Tarım bakanlığının verilerine bakalım mesela. Organik tarım faaliyetleri her yıl artış göstermiş. 2014 yılında 975 firma faaliyet gösterirken 2015'te bu rakam 1106 sayısına ulaşmış. Artışa bir de şöyle bakarsak; 2002 yılında organik tarım faaliyeti yapan çiftçi sayısı 12428, 2014 yılı sonu itibarı ile 71472. Tabii izin bekleyen firmaları saymıyoruz bile. İlk başta belirttiğim gibi satışlar çoğaldıkça bu ürünlerin çiftçiler için de yeni gelir kaynağı olduğu çok açık. Piyasada inandırıcılığını yitirme noktasına gelen doğal ürünleri tüketiciye inandırmak ve farklılık yaratmayı nasıl başardıklarına bakalım şimdi. Bu noktada girişimciliğin olmazsa olmazı 'cesaret' karşımıza çıkıyor. Plus Kitchen, 1 buçuk yıl önce AVM'de açıldığında self-servis'in sadece fast food'da olmadığını öğrenmiş olduk. Tabii zeytinyağlıların mesela imam bayıldının cam kavanozda satılabileceğini de. Müşterilerine 12 çeşit meze, 8 çeşit salata, 7 çeşit tatlı, 3 çeşit çorba, 8'er çeşit de sandviç ve wrap seçeneği sunan (tabii fırından taze çıkan ekmekler, kekler hariç) Plus Kitchen önceliğini marka bilincini oturtmaya vermiş. Renklerinden, ambalajına kadar her noktada doğayla iç içe olma hedefinde paralel ilerleyen marka, geri dönüşümü dekorasyonunda kullandığı ürünlerde göstermiş. "Dekorda kullanılan tüm ahşaplar Ege'de ve Karadeniz'deki yıkılmak üzere olan evlerden getirildi" diye hatırlatıyor marka müdürü Günsü Erbek. Bu kadar kısa zamanda 7 şubeye çıkmalarını ise yarattıkları talebin anlaşılmasına bağlıyor. Erbek, "AVM markası olmak istemedik ama önce deneme yapmak gerekiyordu. Yöneticilerimizin de eğitim görebileceği ufak dükkânla başladık önce. Hatta bir ara satışı, ürünleri öğrenmek eğitim almak için tek dükkanda 12 yönetici vardı" diyor. Bilinçli olarak büyüdüklerini, İstanbul dışında yurtdışı hedefleri olduğunu anlatırken Erbek, 'word of mouth' un önemine dikkat çekiyor. Farklılaşma hikayelerinde mihenk taşı olan fısıltı gazetesinin gücü iki firmada da ortaya çıkıyor. Kuruldukları andan itibaren reklam kampanyalarıyla bağırmak yok, basın bültenleri yok onlarda. Stratejilerinde gelen müşteriyi tekrar getirmek, gelirken de ailelerini, arkadaşlarını getirmek var. Bu arada dünyanın "sağlıklı yaşa" mottosunu takip ederken, Türkiye'nin tatlarından uzaklaşmamak önem taşıyor. "Önce markanın kimliğini oturtmak sonra da onu anlatabilmekti amacım" diyen Aradolu'nun yaratıcısı Kerem Siral Amerika'da yatırım bankacısı olacakken Türkiye'ye dönüp girişimcilik hikayesini yönetmiş. Aslında cesaretinin kırılması için yeterli alt yapı oluşmuş başlangıçta. Markasını emanet ettiği upuzun referanslı büyük reklam firması Aradolu'yu etnik kimliğe oturmak istemiş. Siral, bir süre sonra sil baştan yeniden yaratmak zorunda kalmış şirketin logosunu ve algısını. Siral'e göre bizim eksik yanımız etnik vurgu değil. Kültürel çeşitliliğimize, zenginliğimize bakınca hak vermemek elde değil. Ve ortaya elit ama erişilebilir bir marka Aradolu çıkmış. Kendi kültürümüzü es geçmeden chia tohumunu, kinoayı anlatmak istemişler. İşte, üründe inovasyonun gerekliliği de bu noktadan çıkıyor. Yurtiçi, yurtdışı tedarikçileri dışında kendi üretimleri de bulunuyor. Ve internet sitelerinde ürünlerle hangi yemekleri yapabilecekleri, hatta hangi alanda kullanabilecekleri anlatılıyor. Mesela hindistan cevizi yağını ile kek veya salatada kullanabilir ya da saçınıza, cildinize sürebilirsiniz. Yaptığı yemekle de övünmek isteyenlerin markanın ürünlerini tercih etme sebebi tariflerle neler yapabileceğini görmek. Seçenekleri sunan dijital platformda, başarılı olan yemekler instagramda tüketiciler tarafından paylaşılmaya başlanınca günde 3000 tıklanan site haline gelmiş. Girişimcilik hikayelerinde yenilikçilik her zaman öne çıkarır diyoruz ya, bunun en iyi örneği paket ambalajında bez bohça şeklini kullanan Plus Kitchen'da görebiliyoruz. Koşuşturmanın içinde gıda sektöründe sağlıklı yaşamı anlatmayı hedefleyen iki marka da yükselen trendlerinin nedeni, konumlandırmalarını doğru yapmaları. Yola çıkalım marka oluruz zihniyetini kabul etmemeleri ve çıktıkları yolda tarzlarından vazgeçmemeleri,  müşterileri tarafından ödüllendirildiği aşikâr.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER