Tansu Yeğen: ''Bırakalım robotlar yapsın!''

Robotik Süreç Otomasyonu ve Yapay Zeka yazılımı şirketi UiPath, geçtiğimiz yıl Ekim ayında Türkiye’deki faaliyetlerine başladı. İş dünyasının da yakından tanıdığı, UiPath EECIS Bölgesi Direktörü Tansu Yeğen ile UiPath’i ve robot yazılımları konuştuk.

Robotik Süreç Otomasyonu ve Yapay Zeka yazılımı şirketi UiPath, geçtiğimiz yıl Ekim ayında Türkiye’deki faaliyetlerine başladı. İş dünyasının da yakından tanıdığı, UiPath EECIS Bölgesi Direktörü Tansu Yeğen ile UiPath’i ve robot yazılımları konuştuk.


Elif Tütüncü

Hepimiz çalışırken gün içerisinde sorumlu olduğumuz, birbirinin aynısı rutin işleri defalarca yapıyor ve yaparken büyük bir emek ve vakit harcıyoruz. UiPath tam da bu noktada devreye giriyor ve tekrarladığımız bu iş süreçlerini otomasyona aktarıyor. Bu şu demek, her gün aynı raporu hazırlamak zorunda olan bir çalışan, UiPath’in yapay zeka destekli yazılımına bir defa yaptığı işi göstererek, bundan sonrasında o işi otomasyona devrediyor, yani yazılım aynı işi o çalışanın yerine yapıyor. Bu sayede rutin işlerden feragat edilirken aynı zamanda büyük ölçüde vakit kazancı sağlanıyor. Tabii UiPath’in otomasyon teknolojisi yalnızca kurumsal şirketlerle sınırlı değil. Yapay zeka destekli bu yazılım, kişisel asistan niteliğinde günlük hayatımızı kolaylaştıracak robotlar da yapabiliyor. Whatsapp’ta tıpkı listemizde olan arkadaşlarımız gibi bu asistan da kendisine bir konuşma penceresi açıyor ve gitmek istediğimiz etkinliklerden, herhangi konuya kadar merak ettiğimiz her şeyi telefonun arka planında bizim yerinize internetten arıyor ve bize direkt olarak istediğimiz bilgiyi veriyor. Böylelikle tıpkı kurumsal tarafta olduğu gibi yine vaktimiz bize kalıyor ve herhangi bir efor sarf etmemiş oluyoruz. Robotların aynı zamanda tahminleme yeteneği de mevcut, yani örneğin merak ettiğimiz bir bilgiyi, datadan yararlanarak aynı içerikteki diğer mevcut verilerle kıyaslayıp bizim yerimize düşünüyor ve bize söylüyor. Gerçekten heyecan verici! UiPath’in 30 ülkeden sorumlu EECIS Bölgesi Yöneticisi Tansu Yeğen ile hem UiPath’i konuştuk hem de günümüzün yapay zeka ve robotlara dair gelişmeleriyle ilgili keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Öncelikle, Dünya’nın şu an yapay zekada geldiği son durum nedir? Bu konuda kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Yapay zeka şu an gerçek manada herhangi bir şirket tarafından kullanımda değil. Belirli gelişimler şirketler tarafından ufak tefek kullanılmaya başlandı. Ancak tüm şirket süreçlerine nasıl entegre olur diye çalışmalar yapılıyor. Yapay zekanın gelişimi birkaç dalda ilerliyor. Birincisi yapay zekayı bildiğimiz büyük şirketler; Google, Microsoft, IBM çok ciddi şekilde ittiriyor. Bu şirketler yapay zekayı servis haline çevirmiş durumdalar. Örneğin; Google’ın chatbot servisiyle işletmelerin rahatlıkla müşterileriyle konuşabilecekleri bir servis kullanıma sunulabiliyor. Ya da Google’ın tercüme servisiyle, gelen e-postalar ve dökümanlar otomatik tercüme edilerek kullanıcıların önüne düşmesi sağlanabiliyor. Duygu analizi yapay zeka servisleriyle de müşterilerden gelen e-postaları otomatik olarak ‘’müşteri memnun, memnun değil, az memnun’’ şeklinde önüne sınıflandırabiliyor. Bu şekilde birçok alan otomasyona uğradı.

İkinci alan ise şirketler şu anda daha çok makine öğrenimi üzerine çalışıyorlar. Fakat makine öğrenimi çok kolay değil. Makine öğreniminde kurumlar veri yükleyip trendleri anlamaya çalışıyorlar. Mesela Japonya’da bir şirket tamamen bu alanda kurulmuş ve dünyadaki tüm e-ticaret siteleriyle anlaşma yapmış. Anlaşmalı e-ticaret sitelerinden kıyafet satın aldığımızda sadece kıyafetin resmi düşüyor şirketin önüne. Örneğin bu analiz sonucunda Türkiye’de kışın mor renkte, vatkalı kıyafet satın alındığını farz edelim. Elde edilen bu veri tasarımcılara gidiyor ve onlar bir sonraki sezonun kıyafetlerini bu şekilde tasarlıyor. Diğer bir örnek, dünyada şu an 50’nin üzerindeki şirket şu şekilde eleman alımı yapıyor; şirkette en iyi performans gösteren 20 kişinin önüne kamera koyuyorlar ve onlara ‘’konuşun’’ demişler. Bu 20 kişinin tüm konuşmalarındaki cümle kullanımları, mimikleri neticesinde bu şirketin çalışması gereken en ideal kişi profili çiziliyor. Eleman alımı olacağında mülakata bir robot çıkıyor ve adaya sıradan sorular soruyor. Bu veriyi alıp diğer 20 kişi ile karşılaştırma yapıyor.

Avusturalya’daki eğitim sisteminde sınıfta öğretmen var ama çok büyük bir rolü yok. Teknoloji sayesinde bilgisayarın içinde bir robot öğrencilere dersi anlatıyor. 10 dakika sonrasında öğrencilere konu ile ilgili sorular veriyor, böylelikle öğrencinin dersi ne kadar anlayıp anlamadığı ortaya çıkıyor. Cevap verilemeyen soruların olduğu konu, sıradaki derste anlatılacak konular arasına ekleniyor. Öğrenci dersi ve konuyu anlayıncaya kadar ona yönelik bir eğitim sistemi mevcut. 

Yapay zekanın şirketlerdeki kullanımı çok büyük değil. Yapay zekanın Terminatörvari, Matrix gibi bir şey olduğu korkusu var, aklımıza hep bu korkutucu senaryolar geliyor. Böyle bir şey yok, robotları biz kontrol ediyoruz neticede. Aynı zamanda etik standartların oluşması için ülkeler sürekli çalışıyor. Ülkemiz dahil olmak üzere her ülke, askeri alanda ciddi harcamalar yapıyor. Ancak ne yazık ki yapay zeka konusunda bu yatırımlar yeterince yapılmıyor. Yapay zekanın kullanıldığı alanlara bakıyoruz özel kasklar, etrafı devamlı tarayan ve bir şey varsa haber veren, füzelerin uçlarına takılan yapay zeka destekli füze başlıkları... Yapay zeka konusunda işin korkutucu tarafı böyle tabir edilse de bu alanda bir seferberlik halinde olunması gerekiyor.

Yapay zekayı Amerika kurumsal, Çin günlük hayata entegre edecek

İki ülke yapay zeka konusunda çok ciddi yatırım yapıyor: Amerika ve Çin. Gelecekçi (futurist) dediğimiz kişiler, 2020 ortalarından önce yapay zeka destekli bilgisayar tarafından insanların yenilemeyeceğini söylüyorlardı ama yanıldılar. 2016’da Çinlilerin 19 yaşındaki Go oyuncusu yenildi ve ülke şoke uğradı. Bu ciddi şekilde onları sarstı. 2 ay sonra hükümet 3 aşamadan oluşan bir yapay zeka yatırım planı açıkladı ve yapay zeka konusunda 2030 yılı itibariyle lider olacaklarını söyledi.

Yapay zeka gelişiminde ve Amerikalıların kurumsal alanda, Çinlilerin de günlük hayata entegre ettikleri tarafta lider olacağı görüşleri var. Çin’deki katı rejimden dolayı, vatandaşlar tüm bilgilerini devletle paylaşmak durumundalar. Hatta otomat makinelerinin önüne geçildiğinde dahi makine karşısındaki yüzü tanıyıp onun istediği ürünü veriyor. Bu ciddi bir data ve üzerinde çok çalışılıyor.

McKinsey’nin araştırmasına göre 2030 yılı itibariyle iki becerinin daha fazla artacağı öngörülüyor. Biri duygusal zeka ve beynimizin yapacağı işler diğeri de analitik becerisi olan insanlar. Bazen toplantılarda ‘’Sizce hangisi diğerine göre daha çok artacak?’’ diye soruyorum. Herkes duygusal zeka diyor fakat alakası yok, 2030’dan bahsediyoruz. 2030’da yapay zeka, robot teknolojileri hala tamamıyla gelişmiş olmayacak. 2030’da analitik becerisi olan insanlara daha çok ihtiyaç duyacağız. Çünkü ülkeleri de birbirinden farklılaştıran bu olacak.



Yapay zeka ve robot birbirinden farklı kavramlar olmasına rağmen çok karıştırılıyor. Siz nasıl tanımlıyorsunuz bu kavramları?

Çoğu insan yapay zeka ve robotları aynı şey sanıyor. Robot bir hurda, onu çalıştıran şey yapay zeka yazılımı. Yapay zeka yazılımı robotun ruhu. Yapay zeka olmadan robotun akıllı bir şeyler yapması mümkün değil. İnsanların sisteme karşı en büyük avantajı bizim beynimizde milyarlarca nöron var. Bunu taklit etmeye çalışıyorlar ancak şu aşamada bizim beynimizdeki gibi olması mümkün değil. Hiçbir robot soru soramıyor. Soruyu sadece insanlar sorabiliyor. Örneğin hemen hepimizin tanıdığı Robot Sophie geçtiğimiz aylarda bir programa çıktı ve sunucuyla birlikte şarkı söyledi. Sophie karşısındaki kişinin yüz mimiklerini kopyalayacak şekilde programlanmış. Çok hızlı kopyaladığı için fark edilmiyor. Sunucu o an kahkaha atsa o da atacak.

Ülkemizde yapay zeka ve robotlar ne durumda peki? Dünya ile kıyaslayacak olursanız umut vadeden bir noktada mıyız?

Finans ve GSM sektörümüz çok ileride bana kalırsa. Kamu tarafımızda e-devlet uygulaması bugün bir şemsiye uygulaması haline geldi. Uzun yıllar sonra Beykoz vergi dairesine gittim, inanılmaz derecede müşteri memnuniyeti odaklı bir çalışma mevcut. Eskiden kamudaki çalışanların önündeki dev kağıt ve dosya birikintisini hatırlıyorum. Teknoloji çalışanların işlerini daha hızlı yapmalarını sağladı ve bu kurumlardaki çalışanlar gelen vatandaşlara daha hızlı yardımcı oluyorlar.

Dijital dönüşüm konusunda yıllardır konuşuyoruz. Bazı teknolojilerde geri kalmış durumdayız, bunlardan biri benim şu an genel müdürlüğünü yaptığım şirketin teknolojisi (RPA). Ama kapatabiliriz. Bu şirketin Eylül’de çalışmalara başlamış olması, Türkiye’deki potansiyeli gördüğü ve buradaki şirketlere hizmet vermek istemesinin önemini gösteriyor. Bu şirketin kurulumunda da yer alırken itiraf etmem gerekise endişelerim vardı ‘’Acaba bu teknoloji bizim ülkemizde de kabul görür mü?’’ diye. Biz teknolojiyi seven bir milletiz ve hızlı da adapte oluyoruz. Dijital dönüşüm konusunda bütün şirketler yatırım yapıyor ve birçok şirketin üst düzey yöneticisi ‘’Sabah kalktığımda acaba bir teknojik gelişmeyi kaçırdım mı?’’ diye düşündüğünü söylüyor. Dijital dönüşüm kelimesinin artık ortadan kalkması lazım. Bizim ‘’Biz ne yapıyoruz, teknoloji ile nasıl bir verimlilik kazanıyoruz? Nasıl bir geri dönüş alıyoruz?’’ diye konuşmamız lazım. Şirketler bir sebep ve bir beklentiden dolayı teknolojiye yatırım yapıyor. Sebep, rekabetin önüne geçmek. Beklentileri, bunun dönüşünü en hızlı şekilde almak.

UiPath neler yapıyor? Otomasyon kelimesine tamamen yabancı bir insana faaliyetlerinizi ve hizmetlerinizi nasıl anlatırdınız? 

Biraz eskiye gidelim. Şirketler kuruldu, çok büyük makineler alındı ve bunların içine büyük yazılımlar kuruldu. Çalışanlar ofislere gelmeye başladılar. Çalışanlar o büyük yazılımlardaki süreçleri götürmeye başladılar. Bir süre sonra bu yazılımların birbiriyle konuşmaması, bağlantılı olmaması sorun oldu. Örneğin genel müdür bir rapor istiyor; bir yazılıma girip oradan rakam alınması gerekiyor, diğer bir yazılımdan başka bir rakam... Bazı arkadaşlar bütün gün ekrana bakıyor gözleri bozulurcasına. Ben gerçekten şöyle bir vaka duydum, 5 bin faturayı sistemde açıp aktaran arkadaşın gözleri bozulmuş. Mesela insan kaynakları bölümünde birisi işe başladığında yapılması gereken 10-15 tane adım var: kayıt, bilgi işlem ve finans bölümünü bilgilendirme gibi. Biz beyaz yakalılar bunları fark ettik ‘’bunlar çok vakit alıyor, bir şey geliştirin’’ dedik ve sesimizi bir yere kadar duyurabildik. Çünkü bu geliştirmelerin hepsi özel geliştirmeler ve bunlar için yazılım şirketleriyle yakın çalışmak gerekiyor. Son 10 yıldır en popüler konulardan biri Business Intelligence, yani büyük verinin anlamlı hale gelip şirketlere fayda sağlaması. Bu alanda çok lider şirketler çıktı ve hepsi satın alındı, büyük şirketlerin bünyesine katıldı ve bir süre sonra yok oldu. Business Intelligence raporları ve datanın analizini bir nebze çözdü ama tam anlamıyla yeterli olmadı. Örneğin, finans bölümü her ay kapanışı vaktinde yapamıyor. Çünkü çok sayıda kaynaktan bilgi geliyor ve insan hataları çok fazla oluyor. Finans müdürü bu hataların bir kısmını görüyor bir kısmını görmüyor. Kapanış yaptığını sanıyor, olmuyor, tekrar geriye dönüyor...

Bir şirket patronunun 10 tane bayisi olduğunu varsayalım. O bayilerine gitmeden önce yolda ‘’Bu bayimiz bize ödemelerini düzenli yapıyor mu? En son ne sipariş vermiş?’’ bilgilerini almak için ofisi arıyor, ofisteki departmanlara soruyor. Bunların tamamı aslında manuel işler. Biz aslında büyük bilgisayarlar ve yazılımlarla çalışarak hayatımızı kolaylaştırdığımızı düşünürken tam aksine zorlaştırıyoruz. 

Mesela müşterilerden gelen e-postalar çok hızlı cevaplanamıyor. Çünkü o kadar yoğun geliyor ki... Bu e-postalardaki müşterilerin hangisi kızgın, hangisi acil cevap bekliyor, hangisi memnun? Memnun olan müşterilerin e-postaları da önemseniyor çünkü reklamda memnun olduğu konular ön plana çıkarılabilir.

Biz UiPath olarak bunların tamamını otomasyona geçiriyoruz, robot yazılımlar koyuyoruz. Yaptığımız şu, çalışanlara hangi tekrarlayan işleri yaptığını soruyoruz. Düşündüklerinde gün içerisinde yaptıkları çok sayıda işin aslında rutin olduğunun farkına varıyorlar. Onlardan bu işlerden herhangi birini yapmalarını istiyoruz ve bu esnada ekranlarında bir ekran kaydedicimizi çalışıyoruz ama başka yazılımlara girmiyoruz. Sonrasında ekran kaydedici çalışanın işi yaparken izlediği tüm adımları algılıyor ve ona ‘’Senin robotun bu, artık bunu çalıştırabilirsin’’ diyoruz. Nasıl yani? Ekranı ikiye bölebilirsin, bir yarısında sanki sen çalışıyormuşsun gibi dosyalar açılıp kapanacak, e-postalar hazırlanacak diğer yarısında kendin manuel çalışmaya devam edebilirsin. Ya da ayrı bir monitörde aynı işlemi yapabilirsin. Sahiden birisi çalışıyormuş gibi görünüyor ve sen her hareketi ekranda görüyorsun. Şirketler inanılmaz verim kazanıyorlar. 4-5 tane iş süreçlerini 2-3 saatte otomasyona geçiriyoruz, gördüklerinde inanamıyorlar. Bir şirkette yaklaşık 100 kişilik satınalma ekibinde yaklaşık 2 saat içinde 10 kişi ekstra vakit kazandırdık onlara. Bir başka şirkette bir arkadaş günde 8 saat çalışarak rapor hazırlıyor, bu rapor için 10-15 kişiden bilgi alması lazım. O kadar sıkıntılı bir iş ki; çünkü 10-15 kişiden sağlayacağı bilgiye muhtaç ve raporu yetiştirmesi gereken kişi genel müdür. Normalde bu raporu hazırladığı 8 saati, UiPath ile 6 dakika 32 saniyeye düşürdük. Muazzam bir şey bu. Bir şirketteki çalışanlar vakitlerinin yüzde 50’sini tekrarlanan işler için geçiriyorlar. 100 kişilik bir şirket bizim platformumuzu kullandığında yılda 150 kişilik performans göstermiş oluyor. Çalışanlar da daha az çalıştığı için, çalışan memnuniyeti yüzde 80’in üzerinde oluyor.



Yapay zekanın iş kollarını yok edeceği korkusu da çalışanlar üzerinde hakim. İşsiz kalacağız diye düşünüyor ‘’robot’’ kelimesini duyan herkes. En çok hangi sektörler ve meslekler etkilenecek? Tamamen bitebilecek meslekler var mı?

Kaybolacak mesleklerin yerine gelecek mesleklerin hepsi analitik beceri gerektiren, kavramsal beceri ve zeka gerektiren işler. 

2022’de 130 milyon yeni iş çıkacak deniliyor. Bu iş hacminin yaklaşık 60 milyonu insan işi olacak, kalan kısmını robotlar alacak. 2025 itibariyle de yüzde 52 işi robotlar, yüzde 48’i insanlar yapacak. Bir işsiz kalmayacağız çünkü çok yeni iş alanları açılacak. Benim de katıldığım bir görüş var: yakın zamanda haftada 4 gün çalışacağız. Bırakalım robotlar yapsın, neden dünyaya gelip tüm hayatımızı çalışarak geçiriyoruz? Karşılıklı oturup konuşamıyoruz, büyüklerimizi ve ailemizi ihmal ediyoruz. 

En çok hangi sektörler için işleri kolaylaştırıyor UiPath robotları?

Bütün sektörler. Orta boy işletmelerden finans, telekomünikasyon ve birçok farklı alanda iş yapan holding için de işleri kolaylaştıracak. 

Kadın mühendisler olmazsa yapay zeka eksik kalır!

Yapay zeka aslına bakarsanız insanlığa oldukça faydalı olabilecek bir konu fakat Black Mirror izlediniz mi bilemiyorum, yapay zekanın korkutucu senaryoları da mevcut. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Devletler bu konuda insanlığın zararına hiçbir şey yapmayacaklarını beyan ediyorlar. Ortak bildiri yayınlıyorlar. Kimi görüşlere göre insanlar ve robotlar bir arada çok mutlu yaşayacaklar ama robotlar kendi robotlarını üretmeye başladıkları zaman sıkıntı olacak. Ben kesinlikle yapay zekanın insanlığa kötü niyetle kullanılacağına inanmıyorum. Tam aksine yapay zekanın insanlığa çok faydalı olacağına görüşündeyim. Benim en önemli korkum ülkemin bu konuda geri kalması ve gerekli seferberliğin ilan edilememesi. En azından okullarda her seviyede yapay zeka konusunun işlenmesi, laboratuvarlarda olması lazım. Ama öğretmenlerimizin hepsi henüz hazır olmayabilir. 

Bir diğer korkum, yapay zekanın gelişiminde çalışan mühendislerin sadece yüzde 15’i kadın. Bu çok kötü bir şey çünkü kadınlar işe tutkuyla sarılıyorlar, sanat becerileri var, herkesi bir araya toplama konusunda yetenekliler ve şefkatliler. Kadın mühendisler bu süreçte olmayınca, onların bu özellikleri yapay zekanın gelişimine yansımıyor. Yapay zeka daha çok erkeklerin etkisinde gelişiyor. Çok önemli birçok özellik eksik kalıyor. Kadınların bu konuda mutlaka aktif olması gerektiğini düşünüyorum. 

Geçtiğimiz senelerde markette çalışan bir robotun, ortamdaki gürültüden dolayı komutları karıştırıp işten kovulduğunu okumuştum. Kulağa komik geliyor ancak gelecekte bu tip haberlerle daha sık karşılaşacak mıyız? Oldukça iddialı ve korkutucu görünen yapay zeka senaryolarının ardında böyle olaylar olması benim aklıma yapay zekanın biraz abartılarak bize lanse edildiğini getiriyor. Sizin fikriniz nedir? Aslında bize yansıtılandan çok daha geri bir durumda mıyız yapay zeka konusunda?

Geçtiğimiz aylarda sahneden düşen robotumuz gibi yapay zeka da düşe kalka öğrenecek. Nasıl ki biz doğduğumuzda hiçbir şey bilmiyorduk, etrafımızda izlediğimiz ve duyduklarımızla öğrenmeye başladık, yapay zeka da tıpkı bizim gibi düşe kalka öğrenecek.

Sizin geçtiğimiz yıla ait ya da son zamanlarda en inovatif bulduğunuz gelişme ne oldu?

İşe alım süreçlerinde kullanılan yapay zeka teknolojisi bence çok ilginç. Ama beni en çok etkileyen makine öğrenimi. Makine öğrenimi tarafında ciddi sayıda bilginin sistemlere yüklenmesi gerek. Afrika’da insanlar bilgisayarın başına oturup yurt dışından gelen fotoğrafları etiketliyor. Örneğin fotoğrafta bir kadın, bir bina, bir araba, bir kamyon vardır diyor. Bu durum bugün itibariyle bile Afrika’nın gelişimine çok katkıda bulunuyor. Orada yaşayan insanların maaşları artıyor. Bu beni çok etkiledi. Görüldüğü gibi yapay zeka insanları işinden etmiyor aksine onlara yeni iş alanları sağlıyor.

Sanayileşme dönemi, teknolojikleşme olarak farklı bir biçimde tekrarlanıyor gibi...

Aynen öyle. Makine öğrenimi çok enterasan bir alan, kolay kolay altından kalkılabilecek bir iş değil. Ne kadar fazla fotoğraf etiketlerseniz sistemlerden o kadar fazla verim alabiliyorsunuz.

Kişisel robotlarımız da olacak

Size lansmanda da söylemiştim, UiPath ile ilgili olarak beni en çok heyecanlandıran şey ‘’Her çalışan için bir robot’’ söylemiydi, ben bu teknolojinin herkes için olabileceğini düşünüyorum. Röportaj boyunca kurumsal ve toplumsal kullanımlarla ilgili örnekleri konuştuk ancak bireysel robotlarımız da olacak mı? Nasıl oluşturacağız kendi robotlarımızı? Neler yapabileceğiz onlarla?

Kendim için nasıl robot yapabilirim sorusunun cevabı çok kolay, bizim ürünümüz ücretsiz. Web sitemizden ücretsiz indirilip 2 ay kullanılabiliyor. Eğer iyi bir şeyler yapıyorsanız bize başvurmanız halinde bu süreyi uzatabiliriz. Aynı zamanda ürünün nasıl kullanılabileceğini anlatan eğitim videolarımızın tamamı da ücretsiz. Tüketici tarafındaki robotlar servis olarak da gelecek, bireysel de oluşturabileceğiz.

Ekibimize katılan arkadaşlar kendileri de bireysel robotlar geliştiriyorlar. Bir arkadaşımız Whatsapp’a bireysel robot atadı benim için. Roboton arkadaşlarımız gibi konuşma penceresi oluyor, ismine ‘’Tansu’nun Asistanı’’ dedi. Ben robota ‘’Bu akşam Kadıköy ilçesinde bir tiyatroya gitmek istiyorum’’ diyorum. Robot hemen Whatsapp’ı arka plana atıyor ve bilet alma platformunu açıyor. İstediğim bölge ve gündeki tiyatro oyunlarını seçiyor ve ‘’Bu oyunlar var, bilet almak ister misin?’’ diyerek bana soruyor. Saati seçip ona söylüyorum, kategori gibi detayları sorup ardından pratik bir şekilde benim adıma biletimi alıyor. Son olarak beni trafik ve ulaşım ile ilgili bilgilendiriyor. Bir toplantı esnasında bir yönetici bana ‘’Eşimle bir filme gittiğimde en çok sorduğum soru ‘’Bu filmin IMDB puanı nedir? oluyor. Uygulamaya girip filmin adını arayıp puanına bakmak bana yorucu geliyor. Böyle bir şey yapabilir miyiz?’’ dedi. Ekip arkadaşımız 10 dakika içerisinde bu işlevde bir Whatsapp robotu hazırladı. Bu robot onun için uygulamaya girerek hemen filmin puanını ve yorumlarını iletiyor. 

Yapılabilecek örnekler sınırsız sayıda. Örneğin sen bir emlakçısın ve müşterilerinle daha özel bir iletişim kurmayı hedefliyorsun. Onlar iş değişikliği yaptığında, terfi ettiğinde veya doğum günlerinde tebrik etmek istiyorsun. Hazırladığımız robot her sabah senin için Linkedin’e girerek bağlantıda olduğun kişilerin veri tabanları ve çalıştığı şirketleri güncelleyecek, değiştiyse çiçek gönderebileceğin sitelere girerek sana ‘’Göndermek ister misin?’’ diye öneride bulunacak. Biz ekip olarak da tüketicilere yönelik robotlarımız için uzun süren beyin fırtınaları yapıyoruz. Ekrana bakarak geçirdiğimiz süreyi minimuma indirmek istiyoruz.

Robot yazılımların geleceğinde bizi hangi gelişmeler bekliyor?

UiPath’in en önemli yatırımcılarından biri Google. Yapay zeka konusunda da çok yakın çalışıyoruz. Google’ın servisleri bizim yazılımlarımızla entegre çalışıyor. 2020’deki yazılım şu şekilde olacak, ben ekranda çalışırken robot ‘’Tansu, 2 haftadır yaptığın şu işler için yapay zeka destekli otomasyon kullanmıyorsun, benim bu iş süreçlerini otomasyona aktarmamı ister misin?’’ diye soracak. Vaktini sana bırakacak. Yapay zeka tahminleme becerisi gelecek. Örneğin biz de ona soru sorabileceğiz. Mesela ben bir işletme sahibiyim ve ‘’Bu ay satışlarım ne durumda olacak?’’ diye sorduğumda robot bana ‘’Şu bölgelerde iyi gidiyor, satışın az olduğu bu bölgelere ağırlık vermelisin. Ay sonunda kar marjı çok yüksek olmasa da önceki aylara kıyasla yaklaşık şu sonuç elde edilecek’’ diyecek. Benim yerime düşünecek bunların tamamını.

 

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER