Etkinlik ve Eğlence Sektörü 5 Yıllık Yara Aldı

Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına alması ve sosyal mesafe kavramının öncelik kazanmasıyla birlikte en çok zarar gören sektörlerden biri etkinlik ve eğlence sektörü oldu.

Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına alması ve sosyal mesafe kavramının öncelik kazanmasıyla birlikte en çok zarar gören sektörlerden biri etkinlik ve eğlence sektörü oldu.


Elif Tütüncü

Salgının hem dünyada hem ülkemizde şiddetinin artmasıyla birlikte herkes evlerine kapandı. Bu dönemde kimileri işlerine evlerinden devam etse de kimi sektörler için bu pek mümkün olmadı. Bulaş korkusu yayıldıkça ortak deneyimleri paylaşmak için bir araya geldiğimiz etkinlikler ve festivaller ardı ardına iptal oldu. İstanbul Coffee Fest’in yanı sıra İstanbul Comics and Art Festival gibi etkinlikleri organize eden Dream Sales Machine’in Başkanı Alper Sesli’ye göre sektör, sene içerisindeki en verimli dönemlerinden (ilkbahar ve sonbahar) ilkbaharı çoktan kaybetmiş durumda. Ülkemizde her ne kadar normalleşme adımları atılmaya başlanmış olsa da insanlar bir süre daha kalabalık organizasyonlara uzak kalmayı tercih edecek gibi görünüyor. Alper Sesli ile etkinlik ve eğlence sektöründe genel durumu, salgının ardından alınan önemleri ve yaşanacak değişiklikleri konuştuk.

Etkinlik ve eğlence sektörü COVID-19 öncesinde, önceki yılların aynı dönemine kıyasla ne durumdaydı? Pandemi sektörü nasıl etkiledi?

Pandemi sürecinde etkinlik ve eğlence endüstrisi, turizm endüstrisi ve hizmet endüstrisi yara aldı. Sektör 2-5 yıl sürecek hasarlar aldı bu süreçten. Birçok sektör, yaptığı iş dolaylısıyla yerküre üzerinde yaklaşık 4 aydır yasaklı bir endüstride yer alıyor. Etkinlik endüstrisi için ilkbahar ve sonbahar en yüksek iki dönem ve bunlardan ilkbaharı sektör kaybetmiş durumda. İçinde bulunduğumuz gruplarda işverenler cephesinde az bir oran temmuz, çoğunluk ise ofislerine eylül’de dönecek gibi gözüküyor. Mücbir sebep kategorisinde yer alıp bankalardan mücbir sebep desteği görememiş bir endüstri olarak sektör üzerindeki belirsizlik devam ediyor.

Tüm dünyada sektör olarak 1 Trilyon USD civarı ciro ve iş kaybı netleşmiş durumda. Avrupa’nın eğlence, kültür-sanat, müzik ve spor şehri olan gerçek bir hizmet endüstrisi başkenti Londra’da 2020 yılı 43.6 milyar GBP kaybın geçtiğimiz haftalarda reel kabul edildiği açıklandı. Almanya 750 milyar Euro civarı olan paketinde 10 ve altı çalışanları olan ve tekil çalışanlara yönelik 50 Milyar Euro bir paket ayırdı. Bu aslında sanatçılardan, kültür elçilerine, müzisyenlere kadar herkes için geçerli. Eğlence ve etkinlik endüstrisinde son 3 ay içerisinde gerçekleşememiş ve iptal edilmiş kurumsal faturalı ya da biletli organizasyon sayısı 35 binin üzerinde.

Peki siz Dream Sales Machine olarak nasıl önlemler aldınız? Bu süreç sizin için nasıl geçiyor? 

Yeni normallerimizle birlikte biz de gerçekleştireceğimiz festivallerde birtakım düzenlemeler yaptık. Gerek kendi tarafımızda gerek dünyadaki örneklerle, gerek ESA Event Safety Association yeni regülasyonları ile Sağlık Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı’nın yönetmelikleri üzerinde itinayla çalıştık.

Mevcut projelerimiz olan İstanbul ve Ankara Kahve Festivalleri, Reformist, İstanbul Comics and Art Festivali 2020 yılının 9. ayı ile 11. ayları arasında yapabilmek üzere tüm çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Birçok değişiklik için şu an yaptığımız çalışmalarda üzerinde kesinlikle mutabık kalınan detaylardan birkaçını sizlerle paylaşmak isterim.

1. Nakit parayı ve alışverişi festivallerimizden kaldırıyor olacağız, bu konuda geçen yıl festivallerimizde kullanmaya başladığımız DREAM ON isimli aplikasyonumuz kusursuz bir tüketici deneyimi yarattı. Tüm festival alışverişleri artık dijital olarak gerçekleşecek. Geçtiğimiz yıl 15 bin konuğumuz deneyimledi ve çok iyi sonuç aldık. Bu aplikasyonumuzu ayrıca ihtiyaç duyacak olan tüm diğer festival organizatörü meslektaşlarımızın kullanımına sunabilmek ile ilgili çalışmalarda ise çok hızlandık.

2. Festival biletleri aynı şekilde 3 yıldır kendi markamız olan dsmbilet.com’dan ve festival gişelerinden satılıyordu. Artık festival gişelerinden sadece Dream On, kredi kartı ya da dsmbilet.com üzerinden bilet alınabilecek. Asla basılı bilet kullanmıyorduk ve tümüyle QR kod odaklı idik. Bu bağlamda çok kolay bir geçiş olacak. Bu bilet platformumuzu da tüm diğer festival organizatörü meslektaşlarımızın kullanımına sunabilmek ile ilgili çalışmalarda ise çok hızlandık.

3. Festivallerimizde biletli ve davetli seans başı kapasitemiz ortalama 7 bin 200 kişiydi. Bu sene davetiye uygulamamızı kaldırdık. Bilet sayımızda da yüzde 50 bir revizyona giderek, seans başı kapasiteyi 3 bin 500 kişiye çekiyoruz. Ayrıca seans saat ve sayı uygulamamızı da revize edeceğiz. 

4. Çoklu kullanım malzemelerini tekli kullanım ile değiştiriyor olacağız.

5. Festivallerimizdeki sıcak yiyecek üretimi ve sunulması konusunda oteller, catering firmaları ve restaurantlar ile benzer uygulamalar olacak. 

6. Festival personel mesai saatlerinden, sağlık belgelerine (O döneme kadar tanı testlerinin çok kolay ve her an talep ile yapılabileceği gerçeği zaten ortaya çıktı kısa dönem içinde), eldivenden, maskeye ciddi uygulamalar ve protokoller çalışıyoruz.

7. Konuk kabulü ise muhtemelen AVM standartlarında ve kabullerinde gerçekleşecek. Kapı güvenliğinde gerektiği anlarda yapılan elle aramanın artık bu süreçte yapılmaması doğru olacağından dolayı farklı güvenlik protokolleri uygulanacaktır.

8. 1. ve 2. hedef gruplar ve yaşı 55+ olan tüm takipçilerimizin kendilerini daha rahat hissetmeleri için ayrı bir etkinlik kurgusu çalışıyoruz.

9. Sevgili 4 ayaklı dostlarımız dahi tüm başlıklar titiz bir şekilde çalışılmakta bu çalışmalarda toplu taşımadan, havalimanlarına, oteller, restoranlar ve AVM’ler ciddi bir referans bizim için de.

10. Alandaki marka stantlarında ise yine çok önemli ve regülasyonlara uygun tüm sağlık önlemlerini almış olacağız.  


Biliyorsunuz 1 Haziran itibarıyla kontrollü olmak üzere normalleşme süreci başladı. Bu süreçte etkinliklere yönelik talepte bir değişiklik oldu mu?

Projelerin çoğunluğu iptal edildi. Az bir bölümü de ileri bir tarihe alındı. Çok az bir bölümü de 2020 son çeyrek bandına ertelendi. Sonbaharda soğuk havalar gelmeden açık hava organizasyonlarında ise gözle görülür bir arz çalışması var, tabii talep ne düzeyde gerçekleşecek bu yine belirsiz.

Ülkemiz etkinlik ve eğlence sektörünün COVID-19’u en az zararla atlatabilmesi için devlete, sektöre ve sektör paydaşlarına düşen sorumluluklar neler?

Biz 26 yılda tam 4 kez çok ciddi iş modeli güncellemesi ile geldik bunca yolu. Şimdi iyi oturup, iyi düşünüp, yeni düzene yönelik yeni adımlar ve planlar zamanı. Hizmet endüstrisinde dev bir istihdam büyüklüğü söz konusu. Hatta Türkiye’de sanayiden ve mevsim işçilerini saymazsanız tarımdan daha büyük istihdam gerçekleşen bir sektör. Muhtemelen KOBİ yoğunluğunda en büyük sektörüz. Böyle bir sarsıntıyı sektör atlatamayabilir. Devletin istihdam ve hizmet üretiminin çoklu katkı verenlerine bir an önce nefes aldırması gerekir.

Banka Kredileri ve ağır şartları yapılandırılmalı, özel ve kamu bankalarının krizden etkilenmeyecek ve kırılganlıkta olmayacak şirketlere kredi vermesi gerekir. Yani garantili faiz beklentisi ve tavrı bitmeli, “endüstri batar ve birlikte kaybederiz” tarafından bakılmalı. Kamu borçları en az 1 yıl ötelenmeli. Ardından gelen sürede 12-24 ay taksit olarak yapılandırılmalı. En az 1 yıl istihdam destekleri önemsenmeli ve teşvik edilmeli. Biletli organizasyonlarda yıllardır adı ve amacından uzak bir vergi olan rüsum vergisi kaldırılmalı. Sinema ve tiyatro tarafındaki yıkıcı eğlence vergileri tekrar gözden geçirilmeli.

En önemlisi nakit zorluklar konusunda iflas yerine alacaklılar ile uzlaşma ve yapılandırma konusunda KOBİ ve büyük ölçekli KOBİ’lere kadar arabulucu doğru bir mekanizma çalıştırılmalı. 1 yıl için hem iflaslar hem hacizler durdurulmalı, personel destekleri çok ciddi teşvik edici bir düzeyde devam etmeli. KGF vb. teşviklerde geçmiş dönemlerde kredilerini ödemiş olanlara öncelik verilmeli; SGK, vergi ya da KMH gibi argümanlar ile zorlaştırılmamalı. 

Diğer bir önemli nokta ise, cesaretlendirme teşviği ile büyük kurumların, markaların, reklamverenlerin bu endüstrilere harcadıkları satış teşvik, pazarlama ve sponsorluk rakamlarının karşılığında gelen ajans faturalarından kurumlara yüzde 20 değil, yüzde 30 hatta yüzde 40 vergi avantajı sağlanmalı. Markalara verilecek olan bu teşvik, harcama ve sektöre aktarma, sektörü de ayakta tutma refleksini inanılmaz yüksek tutacaktır. Devlet tarafında da kabul görülebilir hatta kazandırdığına bakınca tercih edilebilir. Vergi oran teşvikleri olabilir. Ancak bu kadar reel ve kararlı hareketler milyonlarca kişiye ekmek yaratan endüstrileri ayakta tutar. Çalışan ve çalışmayan herkese kredi kartı asgari ödemeleri düşürülmeli. Bankaların haciz tehditleri kontrol altına alınmalı ve tüm bireylerin yaşamlarına bir yaşam nefesi atılmalı devlet tarafından.

Etkinlik ve eğlence sektörünün pandemi sebebiyle aldığı başlıca önlemler neler oldu? En faydalı olanlar hangileriydi? Bu önlemleri tecrübelerinize ve kişisel görüşünüze dayanarak yorumlar mısınız?

Etkinlik endüstrisinde aslında bir önlem alınamadı. Alınacak önlemler konusunda Dünya Sağlık Örgütü Son Regülasyonları (WHO ve deklare edildi), Etkinlik Güvenliği Birliği (ESA Event Safety Association) yeni regülasyonları deklare etti. Avrupa topluluğunda COVID-19 uyumlu etkinlik regülasyonları bitti. 9 lider ülke bunu kabul edip açıklamak üzere hazırlanıyor. En önemlisi ise 16 Haziran tarihinde güncellenmiş versiyonu ile T.C. Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi sektörün önündeki ağır sis perdesini biraz araladı. Bu bağlamda arada ciddi bir etkinlik ve “Vay be!” diyeceğimiz bir regülasyon gözlemleyeceğimiz gerçek bir etkinlik ortamı henüz yok. Burada net bir durum söz konusu. Açık hava, mesafe, maske ve hijyen kaçınılmaz bir gerçeklik ve doğru buluyoruz.

COVID-19’un etkinlik sektöründe kalıcı etkileri olabileceğini düşünüyor musunuz? Sektörün geleceği ve bu sektörün tüketicilerinin davranışlarındaki değişiklikler konusunda öngörüleriniz neler?

Bence değişti bile. Eski normal tüketici refleksi olarak bence kesinlikle değişmeyecek. Hiç kimse dev değişikliklere açık ve istekli değil. Özellikle 18-35 yaş bu konuda taviz vermiyor. İşte tam bu noktada yeni normal basit davranış değişikliklerini yanında getirecek. Ben işe burasından bakıyorum. 

Sırt sırta dokunduğumuz restoranlar değişecek. Yan yana masalı dip dibe masalı mekanlar değişecek, kapalı etkinlik alanlarının tüm iklimlendirme regülasyonları büyük yatırımlar ile değişmek zorunda kalacak. Görür görmez el sıkma ve birbirimize sarılma geleneği, Kuzey Avrupalılar gibi olacak daha mesafeli olacak. Akdenizli iletişimimiz değişecek. WC kültüründen başlayarak çok daha az düğme iletişimi olan ortak alanlara, yoğun sensör odaklı bir dönüşüm gerçekleşecek. Bugün COVID-19, yarın X ve sonrası Z olabilir. Önemli olan insanoğlu yaşam biçimini İspanyol Gribi’nden bu yana unuttuğu salgın reflekslerini süratle unutmayacak şekilde revize edecek.

Bu noktada sektör de evrilecek, yapacak hiçbir şey yok.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER